Tazminat Hukuku çerçevesinde, trafik kazası sonucu oluşan ölüm, yaralanma ya da mal kaybına karşılık, mağdur olan kişinin maddi ya da manevi tazminat davası açma hakkı bulunur. Gerçekleşen trafik kazasında davacı kişi; yaralanan kişi olabilir ya da yaralının ailesinden biri olabilir. Ancak kanuna göre yaralının
Yargıtay Genel Hukuk Kurulu, açılan bir dava üzerine trafik kazasında ölen kişi tam kusurlu olsa da yakınlarına tazminat ödenmesi kararına vardı. Yakınını trafik kazasında kaybeden binlerce kişiye umut olan karar, "Ölen kişi kusurlu olsa da yakınlarının bir kusuru yok"gerekçesine dayandırıldı. ARTIK KUSURLU SÜRÜCÜ
Afşin’de geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşen 23 yaşındaki Burak Terzi'nin organlarının ailesi tarafından bağışlandığı öğrenildi.
57 kişi öldü, duruşmaya 1 kişi geldi. Isparta'da 57 kişinin öldüğü uçak kazasının üzerinden tam 606 gün geçti ve kaza hakkında açılan kamu davasının ilk duruşması bugün
Mirasçılarişçinin ölüm tarihinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde kıdem tazminatını talep edebilirler. Ancak 5 yıllık süre düzenlemesi, 2017 yılında getirilmiştir. Buna göre 2017 yılından önce ölüm olayının gerçekleşmesi halinde, 10 yıllık zamanaşımı işleyecektir. Örneğin 2016 yılında hayatını
cash. Bir işverenin, işletmesinde gerekli iş güvenliği tedbirlerini almamasından dolayı işçisinin yaralanmasına, sakat kalmasına veya ölmesine neden olması halinde iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda bedence veya ruhça arızaya uğrayan sigortalının kendisi veya sigortalının ölümü halinde eşi ve çocukları tarafından iş mahkemelerine işveren aleyhine destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesini temin etmek için dava açılabilmesi olanaklı bulunmaktadır. Bu çerçevede iş kazası nedeniyle işverenin yükümlü olacağı davaları; SGK tarafından açılacak rücu davaları, Kazaya uğrayan işçi veya hak sahipleri tarafından açılacak maddi destekten yoksun kalma tazminatı dahil ve manevi tazminat davaları, açılabilecektir İş kazası veya meslek hastalığı işverenin kastı sonucunda meydana gelmişse, işveren SGK’na karşı sorumlu hale gelir. Kasıt, işverenin bilerek yaptığı hukuka aykırı eylemiyle iş kazası veya meslek hastalığına neden olması halidir. Zarara neden olan eylemin bilinçli olarak yapılması kasıt için yeterli olup, sonuçlarının istenmemesi kastı ortadan kaldırmaz. İşverenin eylemi hukuka aykırı olmamakla birlikte, yaptığı hareketin hukuka aykırı sonuç doğurabileceğini öngörmesi veya ihmali de sorumluluk için yeterlidir. Öncelikle Sıkça Sorulan Sorular iş kazalarında sorumluluk kime aittir? İş kazası veya meslek hastalığı işverenin, sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi sonucunda oluşmuşsa işveren SGK’na karşı sorumlu olur. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. işveren sorumluluğu ortadan kalkması için illiyet bağını kesen sebepler nelerdir? İlliyet bağının kesilmesi üç durumda söz konusudur; mücbir sebep, zarar gören işçinin ağır kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru. Bu hallerden birinin varlığı halinde, işverenin iş kazasından sorumlu tutulması hukuken mümkün olmayacaktır. işveren mücbir sebebin varlığını ispat ederse sorumluluktan kurtulur mu? Yargıtay kararlarına göre; işveren her türlü özen borcunu yerine getirmiş olsa dahi meydana gelen kazadan dolayı sorumluluktan kurtulma olanağı yoktur. Kararlar değişiklik gösterebilmektedir iş kazası tazminatını kim öder? İşçi, iş kazasına uğradıktan sonra, işveren tarafından işçiye ödenecek olan maddi tazminat miktarı olayda ki kusur durumuna, yani işverenin ve işçinin ne kadar kusurlu olduğuna ve kaza sonrası işçide oluşan maluliyet durumu ile işçinin yaşına ve aldığı maaşa göre belirlenecektir. İş Kazası Bildirmeme Cezası Nedir? Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından uygulanan bu idari para cezasına karşılık işveren ve sağlık hizmeti sunucuları itiraz edebilirler. 6331 sayılı kanun gereğince iş kazası bildirmeme cezası 3 Bin 825 TL olarak tayin edilmiştir. iş kazalarında kusur oranını kim belirler? İş kazası tazminat kusur oranları, artık bakanlık müfettişlerine intikal ettirilmemektedir. Bu durumun müfettişler adına fazladan iş yükü olduğuna karar kılınmıştır. Bundan böyle, kusur oranları; Maluliyet, ölüm, meslek hastalığı, trafik kazaları durumlarında kusur oranları ilgili mahkeme tarafından tespit edilecektir. iş Kazası Maddi Tazminat Davası Nedir? İş kazası geçiren işçi tarafından talep edilebilecek ilk husus maddi tazminattır. İş kazası sonucu bedensel zarara uğrayan işçi bu tür istemlerde bulunabilmektedir. … Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar da tazminat kapsamındadır. iş kazalarında zaman aşımı kaç yıldır? İş kazası nedeniyle tazminat davası açma süresi, diğer bir deyişle zamanaşımı süresi; iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır BK İş kazası neticesinde yaralanma maluliyet veya ölüm olması arasında genel zamanaşımı bakımından herhangi bir fark yoktur. İş kazası nedeniyle açılacak tazminat davaları, iş kazasının meydana gelmesinde kusuru olan, işverene karşı açılır. İş kazası nedeniyle açılacak tazminat davası, esasen işverenin kendisini temsile yetkili çalışanlarına veya aracı kişilere de açılabilir. Hangi durumlarda iş kazası sayılır? İşveren işçisini iş dışında bir görevle bir yere göndermişse, bu sürede yaşanan kaza iş kazası olarak değerlendirilir. Örneğin; işveren sigortalıyı elektrik, su vb gibi faturalarını ödettirmek için bankaya göndermiş ise ve sigortalıya karşıdan karşıya geçerken araba çarpmışsa, bu durum iş kazası olarak değerlendirilir. iş kazasında 3 kişi kimdir? Çünkü iş kazası ve meslek hastalıklarında sorumluluğu olan kişiler işveren, sigortalının kendisi ve üçüncü kişi olup işveren ve sigortalının kim olduğu zaten bellidir. … Buradaki üçüncü kişiden, kazaya maruz kalan sigortalı ile işveren / işveren vekili dışındaki bütün kişilerin kastedildiği söylenebilir. Zarar görenin fiili illiyet bağını keser mi? Zira zarar görenin kusurunun tek başına veya başka bir fiille birlikte bu zararlı neticenin doğmasına etki edebilecek nitelikten uzak ise bu durum hukuken illiyet bağını kesen bir sebep olarak değerlendirilemez. Maluliyet tazminatı nasıl hesaplanır? Maluliyete uğrayan kişinin işgücü kaybı her ay için ayrı ayrı hesaplanmalıdır. Bu durumda 3000 TL maaş alan mağdurun maaşından kusur oranı olan %20 düşülmeli, bulunan miktar %60 maluliyet oranı ile çarpılmalıdır. iş Kazası Nedeniyle Açılacak Tazminat Davaları Nerede Açılır? İş kazası nedeniyle açılacak tazminat davalarında görevli mahkeme, İş Mahkemeleri’dir. Yetkili mahkeme ise, işverenin ikametgâhı veya kazanın gerçekleştiği yer mahkemesidir. Konuya İlişkin Yargıtay Kararı HUKUK DAİRESİEsas 2014/2149 Karar 2014/13345Tarih ✦ MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI ✦ GÖREVLİ MAHKEME ✦ İŞVEREN VEKİLİNİN İŞ KAZALARINDAN SORUMLULUĞU ✦ KUSUR RAPORU ✦ CEZA MAHKEMELERİNCE ALINAN KUSUR RAPORU 4721 – TÜRK MEDENİ KANUNU MK / 50 4857 – İŞ KANUNU İK / 77 5521 – İŞ MAHKEMELERİ KANUNU / 1 6098 – TÜRK BORÇLAR KANUNU / 56 Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi KARAR Dava, sigortalının iş kazası sonucu vefatı sebebiyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davacı eş S. ve davacı çocuk M.’in maddi tazminat isteminin kurumca bağlanan gelirlerle karşılandığından reddine, davacı anne Z.’in maddi tazminat isteminin kabulüyle toplam maddi tazminatın kaza, bakiye ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüyle davacı eş yararına TL, davacı çocuk yararına davacı anne yararına manevi tazminatların kaza tarihinden itibarin işleyecek yasal faizleri ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; davacı sigortalının dava dışı P… H… Nak. San ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait işyerinde bekçi olarak çalışmakta iken tarihinde sobaya dökülen yanıcı maddenin alev alması sonucu çıkan yangında vefat ettiği, SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun ve işverenin dava dışı P… H…Nak. San ve Tic. Ltd. Şti. olduğunun tespit edildiği, Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/42 Esas 2010/244 Karar sayılı dosyasında davalı O.’ın işyeri sahibi olduğu kabul edilerek taksirle ölüme neden olma suçundan erteli adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın onanarak kesinleştiği, ceza mahkemesince alman tarihli avukat bilirkişi tarafından düzenlenen kusur raporunda Çevre ve Orman Müdürlüğü’nce düzenlenen tarihli lisans belgesinde dava dışı P… H… Nak. San ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklarının davalı O. ile dava dışı A. ve C. oldukları belirtildiğinden, bu kişilerin işveren kabul edilerek zararlandırıcı olayın meydana gelmesinde işverenlerin % maktüllerin % 70 oranında kusurlu bulunduklarının belirtildiği, yine ceza mahkemesince alınan tarihli üç kişilik bilirkişi raporunda dava dışı P… H… Nak. San ve Tic. Ltd. Şti. yetkililerinin % maktüllerin % 50 oranında kusurlu bulunduklarının belirtildiği, Konya 2. İş Mahkemesi’nce dosyada kusur raporu alınmadan ceza davasında alman tarihli avukat bilirkişi tarafından düzenlenen kusur raporunun hükme esas alınarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce, yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur. İş mahkemeleri, 5521 Sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5521 Sayılı Kanunun 1. maddesinde, işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş aktinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının iş mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Anılan maddede belirtildiği üzere, iş mahkemesinin görevli olması için şu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi koşuldur a- Uyuşmazlığın tarafları işçi ve işveren ya da işveren vekili olmalıdır. b- Uyuşmazlık, iş sözleşmesinden veya İş Kanunu’ndan kaynaklanmalıdır. İşveren vekili işveren nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimse’ olduğundan doğrudan temsil yetkisinin doğal sonucu olarak, işveren adına yaptığı işlemler sebebiyle işveren vekilinin işçilere karşı özel hukuktan doğan bir hukuki sorumluluğu bulunmamaktadır. Türk Medeni Yasası’nın 50. maddesinde tüzel kişilerin organlarının hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokacağı, organların kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumlu olacakları bildirilmiştir. Tüzel kişilerin borçlarından ötürü organlarının veya temsilcilerinin kişisel kusurları dışında şahsen sorumlu olacaklarına dair bir yasal düzenleme bulunmadığından, iş kazası ve meslek hastalığı sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davasında, olayın meydana gelmesinde kişisel bir kusuru bulunmayan işveren vekilinin bu sıfatla hukuki sorumluluğuna gidilemez. Bu nedenlerle, zararlandırıcı olayın meydana gelmesinde kişisel kusuru bulunmayan işveren vekiline yalnız bu sıfatı sebebiyle husumet yöneltilemez. Somut olayda, SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın tahkikat raporunda işverenin dava dışı P… H… Nak. San ve Tic. Ltd. Şti. olduğu yönünde tespiti varken, davalı O.’ın hangi sebeplerle işyeri sahibi kabul edildiği belirtilmediğinden ve dava dışı şirkete ait ticaret sicili kayıtları, işyeri belgeleri, vergi kayıtları vb. hususlar araştırılmadığından davalı O.’ın işveren veya vekili olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Yapılacak iş; müteveffa sigortalının kaza tarihindeki işverenin ve davalı O.’ın işveren veya vekili olup olmadığı araştırılarak, davalının işveren veya vekili olmadığının tespiti halinde 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ve gerekse İş Kanunu 1. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözüm yerinin iş mahkemeleri değil genel mahkemeler olduğu dikkate alınarak görevsiz kararı verilmesinden ibarettir. Davalı O.’ın işveren veya vekili olduğunun tespiti halinde ise; iş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında sigortalının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Ayrıca, Borçlar Kanunu’nun 53. maddesine göre hukuk hakimi kusur olup olmadığına karar vermek için Ceza Hukukunun sorumluluğa dair hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, kusurun takdiri ve zarar miktarının belirlenmesi konusunda da ceza mahkemesi kararı ile bağlı değildir. Ancak ceza mahkemesinin mahkumiyet kararındaki, fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi olaya dair kabul, hukuk hakimini de bağlar. Yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda, ceza mahkemesince alınan kusur raporunun hukuk hakimini bağlamayacağı dikkate alınarak, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu İş Kanunu’nun 77. maddesinde belirtildiği biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ Hükmün yukarda açıklanan sebeplerle tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde temyiz eden taraflara iadesine, tarihinde oybirliği ile karar verildi. Konuya ilişkin arama kavramları iş kazalarında işverenin sorumluluğu,iş kazası işverenin sorumluluğu,iş kazasında işverenin sorumluluğu,iş kazasında kusur oranları,iş kazasında ölen işçinin hakları,işveren sorumlulukları,işveren vekilinin hukuki sorumluluğu,işveren vekilinin sorumluluğu,işverenin sorumlulukları,işverenin sorumluluğu,
ÖLÜMLÜ İŞ KAZASI SONRASINDA İŞVERENİN TAZMİNAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 13. maddesine göre iş kazası sayılan ve tazminat davası açılabilecek haller şunlardır İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması MADDE 13- İş kazası; a Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri dışında, c Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d Emziren kadın sigortalının, çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, e Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır. İş kazası ya da meslek hastalığı sonucu ortaya çıkan zararlar sosyal sigorta kapsamındadır, bu sebeple Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri çerçevesinde karşılanacaktır. Fakat sosyal sigorta teminat limitleri, kaza sonucu meydana gelen zararları tam olarak karşılamadığı için bu teminatı aşan zararlar bakımından müteveffa işçinin yakınları işverene başvurabilmektedir. Bu kapsamda SGK’dan maddi tazminat niteliğinde ölüm aylığı, ölüm geliri ve tedavi/cenaze masrafları talep edilebilmekte, Sosyal Güvenlik Kurumu ise yaptığı ödemeleri şartları varsa kusuru oranında işverene veya kusuru bulunan 3. kişilere rücu edebilmektedir. SGK ödemesini aşan kısım bakımından ise işverenden destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edebilmektedir. Bu durumda işverenin hem işçi yakınlarına hem de rücu alacağı olarak SGK’ya mükerrer ödeme yapması gibi durumlarla karşılaşılmaktadır. Kanun mükerrer ödemenin önüne geçebilmek adına birtakım düzenlemeler öngörmüştür. Türk Borçlar Kanunun 55. maddesine göre hangi Sosyal Güvenlik Kurumu ödemelerinin işçi yakınlarının işverene karşı açacağı maddi tazminat davasında tenzil edilebileceğinin belirlenebilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işçi yakınlarına yapılan ödemelerin neler olduğu ve bu ödemelerin niteliğinin bilinmesi gerekmektedir. Sosyal güvenlik sistemimiz 5510 sayılı kanun uyarınca hizmet akdiyle çalışan sigortalılara kısa vadeli sigorta kolları, uzun vadeli sigorta kolları ve genel sağlık sigortası olmak üzere üçlü bir yapıyla sosyal güvence sağlamıştır. Kısa vadeli sigorta kolları kendi içerisinde iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık hali olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Uzun vadeli sigorta kolları ise malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Genel sağlık sigortası ise üçüncü bir ayrımda düzenlenmiştir. Kısa vadeli sigorta kollarından işçi yakınlarına ÖLÜM GELİRİ bağlanmaktadır. Hizmet akdiyle çalışan sigortalının kısa vadeli sigorta kollarının sağladığı haklardan faydalanması için belirli gün sigortalı olması ya da belirli gün prim ödemesi gerekmemektedir. Bu nedenle hizmet akdiyle çalışan sigortalı işe başladığı ilk gün iş kazasına uğrasa dahi kısa vadeli sigorta kollarının sağladığı haklardan yararlanabilmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ödemeler maddi zararın tazminine yöneliktir. 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesi uyarınca “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” Kısa vadeli sigorta kolundan işçi yakınlarına ödenen gelirler işverenin kusuru oranında işverene rücu edilebilmektedir. Bu nedenle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işçi yakınlarına kısa vadeli sigorta kollarının sağladığı haklardan bağlanan gelirler işçi yakınlarının işverene karşı açacağı maddi tazminat davasındaki taleplerden tenzil edilecektir. İş kazası sonrasında müteveffa işçinin yakınlarına SGK tarafından uzun vadeli sigorta kollarından ÖLÜM AYLIĞI bağlanmaktadır. Uzun vadeli sigorta kolundan bağlanan ölüm aylığı geliri belirli süre prim ödeme veya belirli süre sigortalı olma ve prim ödeme şartına bağlı olmasının yanında 5510 sayılı kanunda ölüm aylıklarının işverene rücu edilebilmesine dair özel hüküm bulunmaması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından işçi yakınlarına ödenen ölüm aylığı bedelleri işverene kusuru olsa dahi rücu edilememektedir. Bu nedenle rücu edilemeyen bedeller de işçi yakınlarının işverene karşı açacağı maddi tazminat davasında ödenecek tazminat bedelinden tenzil edilememektedir. “6/3/1978 tarih ve 1978/1 Esas 1978/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı gereğince destekten yoksun kalma tazminatının saptanmasında Emekli Sandığı tarafından bağlanan gelirin indirilmemesi gerekir. Haksız eylem sonucu ölen kişi, yaşamı süresince çalışmış ve maaşından düzenli olarak belirli bir miktar para kesilerek sandığa yatırılmıştır. Zarar verenin bu paradan yararlanması söz konusu olamaz. O halde zarar veren, verdiği zararın tamamını açılan davada ödemelidir.” 4HD. 10817/85 İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen ya da sürekli iş göremezlik geliri almakta iken ölen sigortalı ölüm aylığı bağlanması için gerekli şartları da yerine getirmiş ise hak sahiplerine hem ölüm geliri hem de ölüm aylığı bağlanır. Ancak bunlardan yüksek olanın tamamı, düşük olanın yarısı ödenir. İş kazası sonrasında oluşan ölüm neticesi meydana gelene kadar bir takım tedavi harcamaları yapılmış olabilir. Bu TEDAVİ HARCAMALARI ise bir başka sigorta kolu olan 5510 sayılı kanunun 60. maddesinde düzenlenen Genel Sağlık Sigortası’ kolundan karşılanmaktadır. Yapılan tedavi harcamaları tamamen Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmakta olduğundan işverene rücu edilemez. Zira 5510 sayılı kanunda genel sağlık sigortası kolundan Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılacak olan ödemelerin işverene ya da üçüncü kişilere rücu edileceğine dair hüküm bulunmamaktadır. İşçi yakınlarının da tedavi harcamalarını Sosyal Güvenlik Kurumundan karşılaması sebebiyle ayrıca işverenden tedavi harcamaları sebebiyle maddi tazminat talep etmeleri mükerrer ödeme söz konusu olacağından mümkün değildir. SGK tarafından karşılanmayan maddi tazminat miktarı ve manevi tazminat talepleri bakımından işverene başvurulabilir. Ölenin yakınlarının talep edeceği bir maddi tazminat türü olan DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI esasen, işçinin yaşarken destek verdiği kişilerin, meydana gelen ölümlü iş kazası sebebiyle ölen işçiden aldıkları desteğin ortadan kalkması neticesinde uğradıkları zararın karşılanmasını hedefleyen bir tazminat türüdür. Bu tazminatın hesaplanmasında öncelikle müteveffa işçinin kalan bakiye ömrü PMF 1931 veya güncel olan TRH2010 tablosuna göre hesaplanarak kalan aktif ve pasif çalışma dönemi hesaplanır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre sigortalının net geliri üzerinden 60 yaşına kadar aktif, 60 yaşından sonrası için ise tabloya göre bakiye ömrünün sona ermesine kadar ölüm tarihindeki asgari ücret üzerinden pasif dönem hesaplaması yapılmaktadır. “Gerçek zarar hesaplanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, destek görenlerin gelirden alacakları pay oranları, eşin evlenme olasılığı, gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerekir. Gerçek zarar miktarı; işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. İşçinin 60 yaşına kadar aktif dönemde günlük net geliri üzerinden, 60 yaşından sonra bakiye ömrü kadar pasif dönemde asgari ücret üzerinden, her yıl için ayrı ayrı hesaplama yapılacağı Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir. İşçinin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanmakta, bilinmeyen dönemdeki kazancı ise; önceki uygulamalarda yıllık olarak %10 arttırılıp %10 ıskontoya tabi tutulmakta idi. … Gerçek zarar hesaplanması yönteminde, hak sahibi eşin bakiye ömür süresi daha uzun olsa bile, destek süresi, işçinin bakiye ömrü ile sınırlıdır. Önceki hesap yöntemlerinde, kız çocuklarının bakım ihtiyaçları, evlenme çağlarının kural olarak kentlerde geldiği kabul olunan 22 yaşla, köylerde ise 18 yaşla sınırlı tutulması gereği varsayımsal olarak kabul olunmakta idi. Kız çocuklarının evlenme yaşlarının, aile bağlarına, sosyal ve ekonomik durumuna, ülke şartlarına ve yörenin töresel koşullarına göre değişiklik arz ettiği gözetildiğinde, Türkiye İstatistik Kurumunca bölgelere göre düzenlenen evlenme yaşı istatistiklerinden yararlanılarak belirlenmesi, tazminat hesap ilkelerine daha uygun olacaktır. Erkek çocuklar için 18 yaşla, ortaöğretim halinde 20 yaşla, yüksek öğretim halinde 25 yaşla sınırlı tutulması gerekir. Ancak çocukların içinde bulundukları koşullara göre, yükseköğrenim görebileceklerinin kabulünün gerektiği hallerde 25 yaşına kadar destekten yararlandırılmalarının gerekeceği kabul olunmalıdır.” 10. HD, 16742/9096 MANEVİ TAZMİNAT talebine mahkemece hangi ilkeler gözetilerek hükmedileceği ile ilgili Yargıtay içtihatları yol göstericidir. “İlgili Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.” 21HD., 7043/5709 Av. Beyza Nur Ünalan
Meydana gelen trafik kazalarında, kazaya dahil olan kişilerden bir ya da birden fazlası hayatını kaybeder. Bazı kazalarda ölüm kaza anında gerçekleşebileceği gibi bazı kazalarda da kişi tedavinin sonucunda hayatını kaybeder. Ölen kişinin yakınlarını doğrudan hem maddi hem de mavi olarak etkileyen bu olay sonucunda fertler kaza sorumlusuna ölümlü trafik kazası tazminatı açabilir. Ölümlü Trafik Kazalarında Talep Edilebilecek Tazminatlar Trafik kazasının içerisinde ölüm ile karşılaşılması durumunda mağdur olan kişilerin açabileceği tazminat davası türleri bulunuyor; Destekten yoksun kalma tazminatı Ölen kişinin ailesi ve maddi olarak yardım ettiği kişiler artık maddi destekten yoksun kalacaktır. Bu nedenle dava açarak tazminat talebinde bulunabilir. Tedavi, sağlık ve hastane giderleri Eğer ölen kişi hayatını kaza anında kaybetmediyse ve hastanede tedavi gördüyse bu tedavi masrafları kazadan sorumlu kişiden alınabilir. Cenaze ve defin giderleri Ölen kişinin cenazesi ve defin işlemleri için harcanan tutar ölümlü trafik kazası tazminatı ile kazadan sorumlu kişiden alınabilir. Aracın uğradığı zararın tazminatı Ölen kişinin ailesi ölen kişinin aracında oluşan zararın ücretini kaza sorumlusundan karşılayabilir. Manevi tazminat Ölen kişinin ailesi ölen kişiden kaynaklı yoğun bir üzüntü ve yıkım yaşar. Kişilerin psikolojisine ciddi zarar veren bu durum karşısında aile fertleri tazminat davası açabilir. Ölümlü Trafik Kazalarında Maddi Ve Manevi Tazminat Talebinde Zaman Aşımı Bir trafik kazasının meydana gelmesi anında birçok cana ve mala zarar gelmesi beklenen bir durumdur. Yaralanma, yalnızca maddi zararlar ve diğer zararların yanında trafik kazalarında ölümle karşılaşılabilir. Bu durumda ölen kişinin ailesi kişinin haklarının savunulması ve kazadan kaynaklı yaşadıkları mağduriyet nedeniyle tazminat davası açar. İstanbul Ölümlü trafik kazası tazminatı davasının açıldığı günden itibaren 15 yıl süresi bulunuyor. 15 yılın ardından dava zaman aşımına uğrayarak düşer. Ölümlü Trafik Kazalarında Maddi Ve Manevi Tutar Nasıl Belirlenir? Ölümlü trafik kazasının gerçekleşmesi durumunda hesaplanacak tutarlar ölen kişinin yakınlarının başvurdukları dava türlerine göre değişiklik gösterecektir. Detaylı tutar hesaplaması ve bilgilendirme için Av. Ferhat Kule ile iletişime geçebilirsiniz.
Bu yazıyı okuyarak, işçinin ölmesi halinde mirasçılarının talep edebileceği haklar konusunda detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz. İş kazasından kaynaklı ölümler, bunlara ilişkin özel hükümlerin varlığı sebebiyle yazının kapsamı dışında ölümü veya gaipliğiÖncelikle belirtmek gerekir ki aşağıda anılan tazminat ve alacaklara hak kazanılması bakımından işçinin ölüm şekli bir önem teşkil etmemektedir. Yani ölümün yapılan iş sırasında gerçekleşip gerçekleşmediği ya da işçinin kendi kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, hatta intihar edip etmediği dahi önemli değildir. İş akdi işçinin ölümü halinde kendiliğinden sona erer ve buna bağlı haklar talep edilebilir hale gelir. Bu hak ve alacaklar bakımından gaiplik de ölüm gibi değerlendirilmektedir. Türk Medeni Kanunu’na göre ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir. Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı tarihten başlayarak hüküm doğurur ve gaiplik hallerinde de işçinin mirasçılarının ölüme bağlı haklardan yararlanabileceği kabul edilir. İşçinin ölümü nüfus kayıtları ve gaiplik kararı vasıtasıyla ispat tazminatıİşçinin ölümüne bağlı olarak mirasçılarının talep edebileceği başlıca haklardan biri kıdem tazminatıdır. İş yerinde bir yıl veya daha fazla çalışan işçinin ölümü halinde, başka herhangi bir şarta bağlı olmaksızın işçinin mirasçıları bakımından kıdem tazminatı hakkı doğar. Kamu kurumlarında çalışan işçiler bakımından, ölen işçinin farklı kamu kurumlarında çalıştığı süreler kıdem tazminatı hesabında toplanarak kıdeme esas çalışma süresi tazminatıİşçinin ölümü halinde işveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, bunlar yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, ölüm gününden başlayarak bir aylık, hizmet ilişkisi beş yıldan uzun bir süre devam etmişse iki aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür. Bir aylık ödemeye hak kazanabilmek için işçinin iş yerinde belirli bir kıdeme sahip olması şart değildir. İş yerinde bir gün çalışan işçinin mirasçıları da bu tazminata hak izin, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarıÖlen işçinin mirasçıları, işçinin çalışma süresi boyunca hak kazanıp da kullanmamış olduğu yıllık izin ücretlerini işverenden talep edebilir. Benzer şekilde çalışma süresi boyunca işçiye ödenmeyen fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri de genel hükümler çerçevesinde talep ödeneğiSGK tarafından kendisi için en az 360 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş ölen işçinin mirasçılarına cenaze ödeneği altında bir ücret ödenir. 2020 yılı itibarı ile söz konusu yardım 800,77 TL olarak tazminatıÖlen işçinin mirasçıları ihbar tazminatına hak tarihinden sonraki ölümler bakımından, yukarıda anılan alacaklar için zaman aşımı beş yıldır.
İş Kazası Davası Nasıl Açılır? Yazar UYAR KABA Kategori İş Hukukuİş Kazası Davası Nasıl Açılır? Günümüzde sıklıkla karşılaştığımız ve Yargıtay’a konu olan davalardan biri de iş kazası tazminat davalarıdır. Bu makalede de iş kazası nedeni ile açılan tazminat davaları hakkında sıklıkla merak edilen ve bazen kafa karıştıran sorulara cevap vererek bu konuyu aydınlatmaya çalışacağız. İş Kazası Nedir? İş kazası…
iş kazasında ölen kişinin ailesinin hakları