Çevre sorunlarının çözümünde en önemli faktör insanların bilinçlendirilmesidir. Geri dönüşüme önem verilmelidir. Kağıt, cam, plastik, pil ve ilaç toplanarak çevre kirliliği önlenebilir. Kaynaklarımızı ekonomik kullanmalıyız. Elektrik, su gibi kaynakları israf etmemeliyiz. Fabrika bacalarına filtre takılmalıdır. 2872sayılı Çevre Kanunu’nun İlkeler başlığını taşıyan 3. madde-sinin e bedinde, “Çevre politikalarının oluşumunda katılım hakkı esastır. Bakanlık ve yerel yönetimler; meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşla-rı ve vatandaşların çevre hakkını kullanacakları katılım ortamını yaratmakla programdır Çevre, okul vb. koşullara bağlı olarak, resmi programların tümü uygulanamaz. Çerçeve ve esnek özellik gösteren programların uygulanabilen kısmı, uygulamadaki programı anlatır. İhmal Edilen/Geçersiz Program: Altyapı, öğrenci seviyesi, çevre, hazır bulunuşluluk vb. nedenlerle Ülkemiz ve dünyadaki çevre sorunları nelerdir? EN İYİ CEVABI fadedliver verdi. 1- Ekosistemlerin Bozulma Nedenleri (Çevre Sorunları) : Çevre sorunları, insanların yaşadığı problemlerden biridir çevre sorunlarının yani ekosistemlerdeki bozulmaların bir kısmı doğal yolla, bir kısmı da insan etkisiyle oluşur. Piagetkalıtım ve çevre etkileşimini savunsa da, kuramın temelinde biyolojinin etkisini görmek olanaksızdır. Yine de bütün canlı organizmaların kendi kendini düzenleme yeteneğine sahip olduklarını ve bu mekanizma sayesinde hayatta kaldıklarını savunur. Bu uyum sağlama yeteneğinin de kalıtım ile çevre cash. Canlı ve cansızların uyum içinde yaşadığı ekosistemlerde gerçekleşen kirliliğe çevre kirliği denir. Çevre kirliliklerinin çoğu insan kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır. İnsanlar tarih boyunca çeşitli teknolojiler geliştirmiş, içinde yaşadığı doğanın dengesini düşünmeden doğal kaynakları bilinçsizce kullanmışlardır. Günümüzde dahi doğal kaynaklar yeterince korunamadığı için çevre kirliliği hala büyük bir sorundur. Üstelik bu sorunun zamanla daha da büyüyeceğinden korkulmaktadır. Çevre kirliliği türlerini sırasıyla inceleyelim. Hava Kirliliği Dünyamızı saran gaz tabakasının kirlenmesidir. Bacalardan, otomobillerden, fabrikalardan, yangınlardan, yanardağlardan çıkan dumanlar havaya karışarak havanın kirlenmesine neden olur. Hava kirliliğinin zararları Asit yağmurları oluşturur. Sera etkisi oluşturur. Ozon tabakası incelir. Solunum hastalıklarına neden olur. Kanser yapabilir. Sera Etkisi Nedir? Atmosferde bulunan karbondioksit, metan gibi gazlar güneş ışınlarının dünyamızda daha çok kalmasını sağlar. Bu sayede gece olduğunda dünyamız çok fazla soğumaz. Örneğin Ay’da atmosfer olmadığı için sera etkisi de olmaz. Bu nedenle gece olduğunda ay yüzeyinde sıcaklık -100 °C’nin altına düşer. Yani sera etkisi faydalı bir şeydir. Ama karbondioksit gibi gazların artışı sera etkisinin olması gerekenden fazla olmasına, dünyamızın gittikçe ısınmasına neden olur. Buna da küresel ısınma denir. Küresel ısınmanın sonuçları Kutuptaki bulutların erimesi Deniz suyunun yükselmesi Çölleşme İklim değişikliği Ozon Tabakası Dünyayı saran gaz tabakasının atmosfer üst bölgesinde ozon gazlarından oluşan bir tabaka bulunmaktadır. Bu tabakanın görevi güneşten gelen zararlı ışınları engellemektir. Atmosferdeki kirlenme bu tabakanın incelmesine, zararlı ışınların bize kadar ulaşmasına neden olur. Ozon tabakasının incelmesi cilt kanseri gibi hastalıklara neden olur. Asit Yağmuru Asit yağmurları havadaki kirli gazların yağmur suyuyla karışarak yeryüzüne inmesidir. Asit yağmurunun zararları Tarım arazilerine zarar verir Tarihi eserleri ve binaların dışını yıpratır Otomobillerin boyasını aşındırır Saç sağlığını bozar Cildin daha erken yaşlanmasına neden olur Su Kirliliği Göl, deniz, ırmak, içme suyu ve yer altı sularının kirlenmesidir. Su kirliliğinin nedenleri Endüstriyel sanayi atıklar. Ev atıkları. Tarım ilaçları. Doğal ve yapay gübreler. Atık piller Atık yağlar Ülkemizde Sakarya ve Gediz nehirleri, Tuz Gölü, Marmara Denizi gibi alanlarda su kirliliği görülmektedir. Su kirliliğinin zararları Kanser Bulaşıcı hastalıklar Kalp hastalıkları Bağışıklık sistemi sorunları Sinir sistemi hastalıkları Kirli sularla beslenen bitkiler yenildiğinde böbrek ve karaciğer yetmezlikleri de gelişir. Toprak Kirliliği Toprak kirliliğinin nedenleri arasında tarım ilaçları, egzoz gazları, çöpler, kimyasal gübreler sayılabilir. Toprak kirliliğinin zararları Toprağın kimyasal yapısı değişir Toprağın su geçirgenliği azalır Toprakta biriken kimyasallar önce bitkiye sonra da insanlara taşınır Toprağın verimi azalır. Orman Tahribi Ormanların tahrip olmasına neden olan faktörler yangın, kaçak yapılaşma, dikkatsizlik, bilinçsiz ağaç kesilmesi, bilinçsiz otlatma vb. şeklinde sıralanabilir. Orman tahribinin zararları Hayvan türleri azalır Oksijen oranı azalır Heyelan ve erozyon artar iklim değişiklikleri Çığ Bir kar kütlesinin bulunduğu alandan koparak birden akmasına çığ denir. Çığlar genellikle bitki örtüsü az olan eğimli arazilerde gerçekleşir. Çığın zararları Bitkileri söker Toprağın verimli kısmını da sürükler İnsanlara zarar verebilirç Tarım zararına neden olur. Nükleer Kirlilik Nükleer santraller, nükleer silahlar ve nükleer deneyler çevreye radyasyon denilen zazarlı ısınları yayarsanükleer sızıntı çevrede nükleer bir kirlilik oluşur. Nükleer kirliliğin zararları Kanser Sakat doğum tehlikesi Çevre Sorunları ve Etkileri Canlıların yaşan alanları kısıtlanıyor, çoğalması engelleniyor ise çevre sorunları yaşanıyor demektir. Çevre sorunlarına neden olan tabii olaylar Seller, yangınlar, kasırgalar, kuraklık, sıcaklık, yıldırım Hava Kirliliği Bacalardan çıkan zehirli gazlar, egzoz gazları, orman yangınları, volkanlar hava kirliliğine sebep olur. Su Kirliliği Kimyasal maddeler ve sanayi atıkları su kirliliğine sebep olmaktadır. Toprak kirliliği Tarımda kullanılan yapay gübreler, tarım ilaçları, petrol atıkları, plastik, pil ve deterjanlar toprak kirliliğine sebep olur. Hızlı nüfus artışı,çarpık kentleşme, uzaya gönderilen uzay araçları, nükleer denemeler ve teknolojinin hızla ilerlemesi çevre kirlenmesine ve buna bağlı olarak da biyolojik çeşitliliğin azalmasına neden durum sonucunda ise doğal denge bozulup ileride ekosistemlerin yok olmasına neden olacaktır. Ülkemizi ve dünyamızı tehdit eden bu sorunların başlıcaları ;hava kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği,orman tahribi ,çığ ve nükleer kirliliktir. A- Hava Kirliliği Havada %21 oksijen, %78 azot ve %1 oranında nem,karbondioksit gibi farklı maddeler bu yapısını değiştiren her madde kirleticidir. Atmosferde bulunan toz,duman,gaz,su buharı şeklindeki kirleticilerin,insan ve diğer canlılara zarar verecek düzeye ulaşmasına hava kirliliği denir. Fosil yakıtlar,sanayileşme,taşıtların egzoz gazları,volkanik patlamalar vb. gibi faktörler hava kirliliğine neden olur. Hava kirliliği asit yağmurlarına, sera etkisine,ozon tabakasının zarar görmesine neden olmaktadır. 1. Asit Yağmurları Fosil yakıtların çok tüketilmesiyle havaya karışan gazların havadaki su buharı ile birleşerek yeryüzüne asit oranı yüksek yağışlar düşer. Bu yağışlara asit yağmurları denir. Asit yağmurları toprağı,bitkileri akarsu ve göllerdeki canlıları olumsuz yönde ve hayvanlarda solunum sistemi rahatsızlıklarına neden olur. 2. Sera etkisi Sanayileşme ve fosil yakıtların çok kullanılmasından dolayı havadaki karbondioksit miktarı bulunan karbondioksit,yeryüzünden yansıyan ışınları tutarak ışınların atmosfer dışına çıkmasını engeller ve dünyanın ısınmasına neden olur. Bu olaya sera etkisi denir. Sera etkisi küresel ısınmaya neden olur. Küresel ısınmayla beraber buzullar erimeye,su kaynakları tükenerek çölleşmeye başlar .Yani dünya büyük bir tehdit altına girer. 3. Ozon tabakası Ozon tabakası canlılar için zararlı olan güneş ışınlarını emerek dünyaya gelmelerini günümüzde artan hava kirliliği yüzünden ozon tabakasındaki ozon gazı miktarı azalmış buna bağlı olarak da güneşten gelen zararlı ışınlar dünyaya güney kutbunda ozon tabakasında açılan delik yüzünden tüm canlılar büyük tehdit altında bulunmaktadır. B- Su Kirliliği Evsel ve endüstriyel atıklar,tarımsal mücadele ilaçları,asit yağmurlarının sulara karışması ile su kirliliği meydana kirliliği suda yaşayan canlıların yaşamını olumsuz etkilediği gibi suya ihtiyaç duyan tüm canlıları olumsuz kirli sulardan insanlara ishal, dizanteri, kolera, sarılık gibi hastalıklar yüzden tüm canlıları ve biz insanları korumak adına su kirliliğine neden olmamak için önlemler önlemlerin en başında endüstriyel atıkları arıtmadan sulara karıştırmamalıyız,yağ gibi atıkları su ile atık yağları biriktirip yetkili yerlere vermeliyiz. C-Toprak Kirliliği Tarımsal mücadele ilaçları, kimyasal gübreler, asit yağmurları evsel atıklar toprak kirliliğine neden olur. Toprak kirliliği o toprakta yaşayan tüm canlıların yaşamını hem dolaylı hem de doğrudan olumsuz yönde kirli bir toprakta yetişen bir bitki topraktaki kimyasalları alarak doğrudan etkilenmiş bu bitkileri tüketerek dolaylı yoldan toprak kirliliğinden etkilenir. Ayrıca toprağın verimini toprak kirliliği doğrudan su kirliliğine de neden toprağı kirleten atıklar yer altı ve yer üstü su kaynaklarına karışabilir. D- Orman Tahribi Ormanlar, orman yangınları, kaçak yapılaşma, tarım alanı açmak için birçok ormanın kesilerek yok edilmesi gibi nedenlerle ormanlar tahrip yok edilmesiyle canlılar için gerekli olan oksijen miktarını üretimi azalır,erozyon olasılığı artar,ormanlardaki bitki ve hayvan ekosistemleri yok bazı türlerin habitatları yok edilerek türün yok olmasına bile neden tahrip etmemek insanların koruyup kollamamız gerekirken zarar korumak için en basitinde piknik yaptıktan sonra çöplerimizi ve özellikle cam maddeleri toplamlıyız. Çünkü cam maddeler güneş ışığını yansıtarak büyük orman yangınlarına neden olabilir. E- Çığ Eğimli arazilerde birikmiş olan büyük kar örtüsünün yer çekimi etkisiyle kaymasına çığ denir. Çığ genelde zayıf bitki örtüsü olan yamaçlarda ile beraber verimli olan toprakta taşınır ve toprak verimsizleşmiş korunmak için ağaçlandırma çalışmaları yapılmalıdır. F- Nükleer Kirlilik Duyu organlarımızla algılayamadığımız zararlı ışınların çevreye yayılmasıyla oluşan bir kirlilik ışınlar kansorejen etkiye çok uzun yıllar boyunca devam silahlar,nükleer santraller ve nükleer atıklar bu kirliliğe neden kirlilik kalıtsal hastalıklara neden olarak engelli çocukların dünyaya gelmesine neden olur. 1986 yılındaki Çernobil faciasında çevreye yayılan radyasyon ,pek çok insanın ölümüne ,birçok insanın kanser ve çeşitli hastalıklara yakalanmasına neden bizim ülkemizi de olumsuz Karadeniz bölgesinde etkileri daha çok gözükmekle beraber hala etkileri sürmektedir. Bulunduğumuz mekanların davranışlarımız üzerindeki etkilerini hiç düşündünüz mü? Mekanlarsadece aktivitelerin gerçekleştiği değil, aynı zamanda kişiler arası ilişkilerin önemli oranda belirlendiği ve insanların sosyal statülerinin iletildiği hacimlerdir. Bu sebeple mekanlar, sosyal anlamlarından bağımsız düşünülmemelidirMekanın insan davranışları üzerine etkilerini ele aldığımızda; mekanın etki alanına göre gruplandırıldığını görürüz. Bu ayırım ilk olarak macrospace ve microspace olarak daha sonra ise microspace’in alt alanlarına bölünerek kendini oluşturur. Kısaca macrospace, genel olarak yaşadığımız mekanın coğrafi özelliklerini, iklimini içine alarak oldukça geniş çaplı bir etki alanı oluşturur. Microspace ise daha dar bir etki alanına sahiptir ve kendi içinde iki alt alandan oluşur. Bunlar; insanın hakimiyet alanı ve kişisel alandır. İnsanın hakimiyet alanı, mülkiyeti yansıtan sözsüz göstergelerdir. Bunlar içinde bulunduğumuz şehri, binaları, evimizi, içlerindeki eşyaları, restoranların kafelerin ve bunun gibi sosyal alanların dizaynlarını, kullandıkları renklere, materyallere kadar içine alan kısımdır. Diğer alan olan kişisel alan; vücudu cam bir küre gibi sardığı varsayılan alandan olarak macrospace’den başlarsak; oldukça geniş bir etki alanını içine aldığını görebiliriz. Daha öncede belirttiğim gibi bu alan coğrafya, iklimsel özellikler ve benzeri etkenleri içine alır. Peki coğrafya, iklim gibi doğal oluşumlar insan davranışlarını nasıl etkilerler? Bu sorunun cevabına çok öncelere, uzun tarihi geçmişe dönerek yaşanmışlıklardan bazı örnekler alarak ulaşabiliriz. Örneğin bilinen en eski uygarlıkların seçmiş oldukları coğrafyalara baktığımızda nehir kenarlarında, rahatlıkla su ve yiyecek bulabilecekleri, yaşamak için elverişli iklim özelliklerine sahip alanları seçtiklerini görebiliriz. Bu elverişli iklim özellikleri ve coğrafi ihtiyaçlarının büyük kısmını karşılayan topluluklar kendilerine yapacak başka meşkaleler bularak, başka alanlarda kendilerini geliştirmiş ve belkide bu yüzden en eski ve köklü uygarlıkların vatanı olan mezopotamya elverişli özellikleri sayesinde bu kültürel gelişime yön vermiştir. Aynı konuyu yine tarih üzerinden farklı bir bağlamıyla da örneklendirebiliriz; buzul çağı olarak anılan dönem tam tarihi bilinmese de ondördüncü yüzyılın ortalarına rastladığı düşünülmektedir. Bu dönemde dünyanın soğumasıyla birlikte insanların yerleşim düzenleri, yaşama koşulları ve alışkanlıkları tamamiyle değişmiştir. Soğuk iklime alışık olmayan insanların bir çoğu ölmüş geri kalanlar ise adapte olmaya çalışarak tüm hayatlarını geldiğimizde çeşitli coğrafi ve iklimsel özelliklere sahip olan dünyamızın büyük bir bölümünde farklı yerleşimler farklı farklı kültürler mevcuttur ve bu kültürler içinde yaşayan insanların yaşam tarzlarından dış görünüşlerine kadar bir çok özellikleri farklıdır. Örneğin, bu konu hakkında araştırma yapmış olan Lee’ye göre tropik alanlarda yaşayanlar daha az üretken bir yaşam sürdürürken, daha soğuk bir iklim kuşağında yaşayanlar, soğuk iklim yüzünden yiyeeklerini saklamak ve korunmak için daha kısıtlı olanaklara sahiptirler ve bu kişiler paylaşımda uzlaşımı sağlayabilmek amacıyla daha fazla kural üretirler, yaşamları daha fazla kurala bağlıdır. Böylece sosyal ilişkiler daha karmaşık ama bir o kadar da sert kurallara bağlanır. Bu konuyla ilgili bunun gibi çeşitli örnekler vermek mümkündür. Soğuk ülkelerde yaşayan insanlarda görülen intihar oranının fazlalığının sıcak ülkelere oranla oldukça fazla oluşu coğrafi ve klimatik özelliklerin insan davranışları ve psikolojisi üzerindeki etkilerini görebiliriz. Bunun dışında, malzemelerin objelerin ve yapıların iletileri, kültürler arasında farklılık fiziksel çevrenin, sadece ait olduğu kültürel grubun anlayabildiği işaretler malzemeler renkler biçimler boyut ve mekan düzenlemesi ile ifade edilen belirli bir sosyal anlamı vardır. Bunlardan en belirgin olanı mimaridir. Kuzey ülkelerinde yoğun kar yağışı yüzünden karın evlerin üzerinde tabakalaşmaması için çatılar üçgen şeklinde yapılmış, sıcak ülkelerde ise çatısız teraslı evler tercih özellikler ve iklim her ne kadar insan davranışlarını etkilesede günümüz dünyasında teknolojinin gelişimiyle birlikte en elverişsiz alanlar bile artık birtakım düzenlemelerle yaşama alanlarına dönüşmektedir. Bu yüzden etki alanını daraltarak farklı çevresel faktörlerden bahsedebiliriz. Bu konu ise microspace dediğimiz alanın kapsamına girmektedir. Yani daha dar kapsamlı olan insanın hakimiyet alanı ve kişisel alan kavramlarının açılımlarını ve insan davranışları üzerindeki etkilerini bu alanlar bağlamında tasarımın önemli ölçüde değişim göstermesi ve hayatımızın her alanına yayılmasıyla birlikte, insan algıları da bununla beraber seçicilik kazanmıştır. Bulunduğumuz mekanlar, mekan içerisinde kullanılan renkler ve çevre algılarımızı etkileriyerek davranışlarımıza yön verir olmuşlardır. Etkileşimi belirleyen kurallar genelde sosyal kurallarken, işaretler fizikseldir. Bu gibi işaretlerin sahip oldukları dilin gücü nerede ve nasıl kullanıldıklarına bağlı olarak değişim göstermektedir. Çoğu zaman bu güç hareketlerimizi, görsel ve işitsel duyumuzu kısıtlayarak davranışlarımızı mekanın oluşturulması, öncelikle o mekanda gerçekleşecek aktivitenin tanımlanması anlamına gelmektedir. Mekanın düzenleniş şekli de, aktivitenin nasıl gerçekleşeceğini belirler, buna bağlı olarak bir mekanın kullanıcının davranışlarını yönlendirmesi ve sınırlandırması söz konusudur. Mesela, bir odanın düzenlenişi, bir binanın tasarımı, büyük ölçüde, teşvik edilmesi veya önlenmesi istenen davranışlara dayandığı düşünülebilir. Örneğin; bugünlerde özel yaşantılarımızın fiziksel görünümlerine şöle bir göz gezdirdiğimizde, ilk olarak ele alınması gereken nokta evlerimizdir. Evimizde duvarlar için tercih ettiğimiz renklerden, mobilyaların düzenine, televizyonu odanın neresine koyduğumuza kadar herşey ruhsal hayatımızı etkisi altına alan birtakım sınırlamaları, elemanların uzamsal veya işlevsel düzenlenişi, etkilendikleri ve değiştirdikleri durumlar ile kullanım şekilleri arasındaki mantıksal ilişki belirler. Örnek olarak bir kafeteryada, yemeğin self servis olarak alındığı büfenin olması ve hemen yanında ödemenin yapılacağı kasanın yer almasıyla, yemeğin önce alınıp masaya sonra oturtulması, büfenin önünde kasanın olmadığı taraftan ilerlemeye başlanması, ödemenin yemekten önce yapılması şeklinde, olası davranışların sınırlandırılması ve kullanıcının istenen davranış şekline yönlendirilmesi söz konusudur. Ya da, bir banka gibi, müşterinin hizmet almak için sıraya girmesi gereken mekanlarda, gişelerin üst kısmında ışıklı ve sesli bir gösterge ile belirtilen ve artarak ilerleyen numara, kişinin işleminin yapılması için numara alması gerektiğini iletir. Herhangi bir mekanda bu sistemle karşılaşmamış olan bir kullanıcının, bu kullanım şekliyle ilgili ön bilgisi oluşmuş bir nokta ise, fiziksel çevrenin en kolay değiştirilebilen boyutu olan renktir. Renklerin mekansal algıyı ve kişinin ruh halini etkilediği, aynı zamanda ferahlığın ve buna bağlı olarak kalabalık algısının da renkten etkilendiği düşünülür. Acking ve Kullar, açık renkteki mekanların daha geniş ve ferah algılandığı sonucuna ulaşmışlardır. Renk olgusuna bağlı olarak, aydınlatma çeşitlerinin, kişinin ruh hali üzerinde farklı etkileri olabilir; iyi aydınlatılmış parlak bir mekan, ferahlık, hareketlilik, neşe; buna karşılık, loş olarak aydınlatılmış bir makan belirsizlik, gizem, sakinlik veya samimiyet hisleri uyandırdığı düşünülür. Renk algısının bir başka yönü ise, renklerin sahip olduğu görünür ısı değeridir. Bununla ilgili bir araştırmaya göre; belli renkler, sıcak olarak görülür ve uygulandıkları biçimlere yakınlık hissi yüklerler. Karşıt olarak soğuk renkler ise serin olarak görülür ve uzaklaşma hissi kullanılış şeklinin, dostluğun bir göstergesi olabileceği gibi, statünün de göstergesi olduğu söylenmektedir. Genelde, önde olmanın, yüksekte oturmanın, sağda tarafta oturmanın yüksek statü anlamına geldiği düşünülür. Buna örnek olarak, kralların, sultanların, yargıçların yüksekte oturmasını; yüksek rütbeli yöneticiler vb. kişilerin önde yürümesini örnek olarak bunlarla ilgili son olarak değinebileceğimiz bir konu da, kendi çevremizde oluşturduğumuz boş mekânlar yoluyla da iletişimde bulunmamızdır. Başka insanlara olan uzaklığımızı ayarlayarak, onlara uzak ya da yakın durarak, birtakım mesajlar iletiriz. Sevdiğimiz insanlara yakın durmayı tercih ederken, daha az sevdiklerimizle aramızda biraz daha fazla mesafe bulunmasına dikkat eder, hiç tanımadığımız insanlara ise daha da uzak dururuz. Bu durum microspace’nin alt alanlarından kişisel alan ile ilgilidir. Sokakta tanımadığımız birisi, 5 cm kadar yanımıza yaklaşıp bize adres sormak isterse, pek çoğumuz en az bir adım uzaklaşmak isteriz. Bu davranışımızla o kişiye, “seni tanımıyorum, bu kadar fazla yaklaşma” mesajını vermiş oluruz. Her ne kadar kısa mesafelerde yaşasak da birbirlerimizden çok farklı hayatlar sürer, bu nedenle de kendimize ait bir kişisel alan oluşturmak karmaşık bir yapıdan oluşan insan, gerek fizyolojik gerek psikolojik açıdan dış faktörlere maruz kalarak etkilenmektedir. Psikolojik açıdan açıdan insan psikoloji üzeinde etkili olan ve davranışlarını farlı yönde değiştirebilen etkenlerden en önemlisi çevre ve mekan algısıdır. Çevremizde bulunan neredeyse her şey bize sözsüz uyaranlar göndererek genel ve anlık psikolojimizde etkilerde bulunur. Sonuç olarak söyleyebileceğimiz; coğrafyadan, iklime, şehir planından, evimizin dizaynına, oturduğumuz kafe ve restoranlara kadar çevremizde bulunan sözsüz neredeyse tüm göstergeler, psikolojimize ve bununla beraber davranışlarımıza etki etmektedirler. 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları sayfa 90 Sosyal Bilgiler Dersi 5. Sınıf Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları 91. Sayfa KENDİMİ DEĞERLENDİRİYORUM A. Aşağıdaki cümlelerin başına cümlede verilen ifadeler doğruysa “D”, yanlışsa “Y” yazınız. Yanlış olan cümlelerin doğrularını altlarına yazınız Y Maki, karasal iklimin bitki örtüsüdür. ………karasal iklimin bitki örtüsü bozkırdır. 2. D Çayın yetişmesi için uygun iklim koşulları sadece Doğu Karadeniz kıyılarında vardır. …………………………………………………………………………………………………………………………… 3. Y Fiziki haritada akarsu ve göller yeşil renkle gösterilir. … Fiziki haritada akarsu ve göller mavi renkle gösterilir. 4. Y Doğal afetlerin oluşumunda o yerin coğrafi özelliklerinin etkisi yoktur. … Doğal afetlerin oluşumunda o yerin coğrafi özelliklerinin etkisi çoktur 5. D Karadeniz ikliminin etkili olduğu yerlerde her mevsim yağış görülür. …………………………………………………………………………………………………………………………… B. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere ilgili kelimeleri yazınız. ova plato vadi dağ göl iklim ada akarsu deniz doğal afet beşeri ortam yerleşme hava durumu ……DAĞ………. çevresine göre daha yüksek olan ve tabandan zirveye kadar yamaçları eğimli olan yeryüzü şeklidir. …OVA..akarsular tarafından derin yarılmamış, çevresine göre alçakta olan geniş düzlüklerdir. Karalardaki çukurlukta birikmiş durgun sulara……GÖL…..denir. Akarsular tarafından derin yarılmış, çevresine göre yüksekte olan geniş düzlüklere PLATO denir. Yağmur veya kar sularıyla beslenen, belli bir yatak boyunca sürekli veya zaman zaman akan sulara…AKARSU…..denir. …VADİ…..akarsuların yatağını yani aktığı yeri aşındırarak oluşturduğu yeryüzü şeklidir. Hava olaylarının bir yerde uzun yıllar boyunca gösterdiği ortalama duruma…İKLİM..denir. C. Aşağıdaki soruların doğru cevaplarını işaretleyiniz. 1. Aşağıdaki bilgilerden hangisine fiziki haritalardan ulaşamayız? A Yerşekilleri B Yükselti değerleri C Nüfusun dağılışı D Akarsu ve göller 2. Bir şehrin göç almasında ve nüfusunun artmasında aşağıdakilerden hangisi etkili değildir? A Sanayinin gelişmiş olması B Dağlık ve engebeli olması C Turizmin gelişmiş olması D Uygun iklim koşullarına sahip olması 3. Haritada numaralanmış alanlarla buralarda görülen afetler, aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak eşleştirilmiştir? TÜRKİYE HARİTASI I II III A Orman yangını Deprem Heyelan B Deprem Orman Yangını Heyelan C Orman Yangını Heyelan Deprem D Heyelan Orman Yangını Deprem 4 . Ülkemizin kırsal kesimlerinde konut yapımında farklı yapı malzemelerinin kullanılmasında bölgelerimizin iklim özellikleri de etkili olmaktadır. Ev yapımında kullanılan malzemelerin bölgelerle eşleştirilmesi hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir? Kerpiç Ev Ahşap Ev Taş Ev A. İç Anadolu Karadeniz Akdeniz B. Karadeniz İç Anadolu Doğu Anadolu C. Akdeniz Doğu Anadolu Karadeniz D. Ege Akdeniz İç Anadolu 5. I. Barınma için ev yapması II .Beslenmek için tarım yapması III. Sulama için nehirleri kullanılması IV. Ulaşım için köprü yapması Verilenlerden hangileri insanların ihtiyaçlarını karşılamak için doğal ortamda yaptıkları değişikliğe örnek gösterilebilir? A I-II-III B II-III-IV CI-II-IV DI-II-III-IV 6. Bitki örtüsünün az, eğimin fazla olduğu yamaçlarda aşırı kar yağışı aşağıdaki doğal afetlerden hangisine neden olabilir? A Heyelan B Çığ C Deprem D Erozyon 7. Türkiye’deki yer şekilleri düşünüldüğünde aşağıdakilerden hangisinin fiziki haritada kahverengi ile gösterilebileceği söylenebilir? A Ege Denizi’nin B Erciyes Dağı’nın C Bafra Ovası’nın D Kızılırmak Nehri’nin D. Aşağıdaki soruların cevaplarını defterinize yazınız. Ülkemizde kaç tip iklim etkilidir ve özellikleri nelerdir? Cevap Ülkemizde Akdeniz, Karadeniz ve Karasal olmak üzere 3 tip iklim etkilidir. Akdeniz iklimi; yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağmur yağışlıdır. Karasal iklim; yazları sıcak, kurak ve kısa, kışları soğuk, kar yağışlı ve uzun geçer. Karadeniz iklimi; Yazlar nispeten serin, kışlar ise kıyı kesiminde ılık, yüksek kesimlerde karlı ve soğuk geçer. Her mevsimi yağışlıdır. 2. İklim neleri etkilediğini yaşadığınız yerden birer örnek vererek açıklayınız. Cevap İklim kıyafetlerimizi etkiler Akdeniz ikliminde kışlık kıyafetler daha az giyilirken karasal iklimde kışlıklar daha çok giyilir. Ayrıca iklim konutlarımızın yapı malzemesini, yıllık yakacak miktarını, tarım ürünlerimizi, vb birçok durumda etkilidir. 3. Fiziki haritalarda renkler neyi ifade eder? Cevap Fiziki haritalarda renkler yükseltiyi ve derinliği ifade eder. Mavi renkler deniz akarsu ve gölleri, yeşil, sarı ve kahve renkleri yükseltiyi gösterir. Çevre sorunlarının oluşumunda insanın etkisine örnekler veriniz. Cevap İnsanlar doğal çevreyi bilinçsizce değiştirdikleri için doğal denge bozulmaktadır bu durum çeşitli çevre sorunlarına sebep olmaktadır. Örnek; Dere yataklarının kapatılması ve imara açılarak yerleşim yerlerine dönüştürülmesi sel felaketinin zararlarını arttırmaktadır.

çevre sorunlarının oluşumunda insan etkisine örnekler veriniz