Buz, peynir, ekmek, masa, sıra maddelerin katı haline örnek gösterilebilir. Bazı katı maddeler ince tanelidir. Bu da bulundukları kabın şeklini almalarını sağlar. 5 Katı maddelerin şekil almış haline ne denir? Eşya Madde Cisim Malzeme Bilmiyorum 6. Aşağıdakilerden hangisi sıvı maddelerin hacmini ölçmede kullanılır? Eşit Kollu Terazi Cetvel Termometre Dereceli Kap(Silindirik) Bilmiyorum 7. Aşağıdaki maddelerin hangisi bir yönüyle diğerlerinden farklıdır? Ayakkabı Mobilya Tahta Kütlesi olan ve uzayda yer kaplayan (hacmi olan), eylemsizlik özelliği gösteren ve tanecikli yapıda olan her şeye madde denir. Su, hava, altın, toprak, ağaç, demir vs gibi her şey maddedir. Maddenin şekil almış haline ise cisim denir. Gümüş yüzük, tahta, kağıt vs birer cisimdir. MADDELERİN HAL DEĞİŞİMLERİ Maddelerin katı halden sıvı ve gaz haline, gaz halinden katı hale geçmesi olayları. Erime, kaynama, yoğunlaşma ve donma noktaları. Isı - sıcaklık grafikleri. Katı maddenin şekil verilmiş haline cisim denir. Cisim, fizikte hacim kaplayan öğelerdir. Son düzenleyen Mira; 23 Haziran 2013 14:32 Sebep: Soru ve yazı stili düzenlendi. Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir. Katı maddenin şekil verilmiş haline cisim denir. Cisim, fizikte hacim kaplayan öğelerdir. cash. CİSİM Uzunluğu, genişliği, derinliği olan ve bu ne­denlerle evrende yer kaplayan şeye cisim de­nir. Başka bir ifadeyle bir yer kaplayan, aynı zamanda kütlesi ve ağırlığı olan ve doğada ele­ment, bileşik ya\ia bunların karışımları halin­de bulunan şeyler cisim olarak tanımlanabilir. Sözgelimi kimya biliminde çişimin; kütleyle elektriğin bir arada madde halinde görünüşü şeklindeki tanımı böyledir. Cismin oluşmasında proton, nötron ve elek­tron tanecikleri temel birimler olup bunların her birinin belli bir kütlesiyle elektrik yükleri bulunmaktadır. Bu üç taneciğin belli oranlar- da birleşmcleriyle elementler meydana gelir. Bugün sayıları yüzü bulan elementler proton oranına göre belirlenmektedir. Bir atom, pro­ton ve nötronların bir arada toplandığı çekir­dek ile bunun etrafındaki elektronlardan oluş­muş bir yapı özelliği arzeder. Kimyasal alanda ortaya çıkan her tür olay, yani birleşme ve ay­rılmalar atomun elektron yapısındaki değişim­lere bağlıdır. Doğada atomların çekirdekleri sağlam yapılı olduklarından, geleneksel müda­hale yöntemlerinin etkisi ne kadar şiddetli ol­sa bile, hiçbir değişiklik göstermezler. Geç­mişte simyacıların altın elde etmek için baş­vurdukları işlemlerin başarısız olmalarının ne­deni böylece anlaşılır olmaktadır. İzafiyet teorisine göre, kütleyle enerji arasın­da herhangi bir fark sözkonusu olmadığı İçin, cisim büyük şiddetle yoğunlaştırılmış bir ener­jiden ibaret görülmektedir. Bu anlamda De-nıokriios tarafından cismin meydana getirile­mez yaratılamaz ve yok edilemez şeklinde belirtilen temel özellik olarak ileri sürülen gö­rüşünün doğruluğu tartışmalı hale gelmekte­dir. Çünkü cisim başka enerji biçimlerinden meydana geldiği gibi, aynı oranda başka ener­ji şekillerine de dönüşebilmektedir ki, enerji­nin ışığa dönüşümü böyledir. Cisim, duyularla algılanır. Basit ve mürek­kep olmak üzere ikiye ayrılır. Mürekkep cisim de mailde ve suret olmak üzere iki öğeden olu­şur. Bir başka açıdan cisimleri dış görünüşlerine, sertliklerine, iletkenliklerine, yoğunluk, uçucu­luk veya ışığı geçirmelerine vb. göre çeşitli sı­nıflara ayırmak mümkündür. Ancak cismin ka­tı,.sıvı, gaz halinde bulunması uygun şartların oluşmasıyla ilgilidir. İnsan bir kısım nitelikleri algılar ve bu algılamada düzenli bîr tekrar gö­rürse yani aynı nitelikleri sürekli olarak birlik­te algılarsa, o takdirde belirli bir cismin varlı­ğından sözedilcbilir. Bu bakımdan bir cismin mekanda insandan algılayan süjeden bağım­sız bir şekilde varolduğu kabul edilir. Böylece bir cismin üç boyutlu İması ve bir kütlesinin bulunması şeklinde iki niteliğinin vurgulanma­sı mümkün olur. Ne var ki, cismin bu şekilde tanım felsefede tartışmalara yol açmıştır. Buna göre algıların dışında, bu algıların nedeni olarak bağımsız cismin varlığını kabul edenler ki bunlara Re­alistler denilir ve bunların karşısında algıları­mızdan cisme geçebilmek İçin bîr sıçrama yap­mak gerektiğini, çünkü algımızı cisme bağla­yan herhangi bir şeyin sözkonıısu edilemeye­ceğini, dolayısıyla tek güvendiğimiz şeyin algı­larımız olduğunu savunan görüş vardır. Sonuç, olarak cisim üc kastedilen doğrudan doğruya algılarımızdan başkası değildir ki, bu görüş sa­hiplerine de Sübjektif İdealistler, denilir. İslâm düşüncesinde cismin, cevherden ve cevherle kaim olan arazdan meydana geldiği hususunda ittifak vardır. Cisim, atomların bir­leşmesinden meydana gelen ve bölünebilen bir varlık olarak görülmüş, bu düşünceyle ele alınmıştır. İslam Kelama lan arasında gerek tanım, ge­rekse açıklamada farklılık gösteren cismin söz­lük anlamı, İri yaratılışlı ve şahsi leştin im iş var­lıkların yapı ve uzuvlarıdır. Genel olarak akıl­cı filozofların anlayışına uygun bir tarzda ci­sim en, boy, derinlik olmak üzere üç boyutlu varltk şeklinde tanımlanır. Parçalanması veya parçalara ayrılması cismin esasını değiştir­mez. Demek oluyor ki, Kclamcılar arasında cis­min ianımı, cevheri ferilerin atomların bir­leşmesiyle meydana gelen ve aynı zamanda bö­lünebilen varlık şeklinde kabul görmüştür. Cürcani'y^ göre cisim, varlıkların esası olan beş cevherden biridir Tarifen. Bütün bunlar­dan sonra Kelamcıların ve filozofların ianım ve açıklamaları şu hususların teshilini müm­kün kılar a Parçalanabildi ve esasları başlı başına güç olan parçacık cüzların birleşmele­ri sonucunda cisim oluşmaktadır; b Bölünc-meyen en küçük cevherlerin birleşmesi cismi meydana getirmektedir. Yani sonsuz ve başlı başına bir güç olan cevherin münferit halin­den cisim ortaya çıkar. Böylece cisim asılları güç olan; fakat sonsuz olmayan parçacıklar­dan oluşmaktadır. Cisim, cevherle arazdan meydana gelir. Cev­her kendi zatıyla kaimdir, başlı başına yer tu-tarvevarlığını hissettirir. Buna 'Ayaıı'da denilir. Araz ise başkasına bağlı olarak yer tutar ve varlığını hissettirir. Ayan, basit ve mürek­kep olmak üzere ikiye ayrılır. Basit olanına Ccvherü'l-Fcrd'adı verilir. Bölünemcyen bu en küçük parçaya 'Cüz'ü lâ Yctecezzâ' denir. Mürekkep Ayan ise en az iki cevherin birleş­mesinden meydana gelir. Eş'arilerve Mutezile, Özellikle de Karmati-Icr cismin ianım ve açıklamalarında farklı an­layış sergilerler. Ayrıca Eş'ari Kclamcılar cev-her-i ferdin cisim haline dönüşmesinde başka bir cevher-i ferd İle kaynaşması konusunda an­laşmazlığa düşmüşlerdir. Sözgelimi Bakıllani cevlıer-İ ferdin atom mekanda bulunmuş halini "kevn" oluş olarak nitelen­direrek, onun durma, hareket etme, ayrılma ve birleşme şeklinde dört konumda bulunaca­ğını ileri sürer. Bu bağlamda cismin meydana gelmesinde cevher-i ercilerin birleşmelerinin doğal sonucu olarak dürtüşme, bitişme, kay­naşma ve ayrılma durumlarını birer "araz" biçi­minde değil, dışarıda kalan bir kavram olarak düşünmekledir. Oysa Kelamcıların birçoğu cismin meydana gelmesinde cevlıer-İ fertlerin kaynaşma ve bitişmelerinde sözkonıısu edilen dört "araz"ı onların dışında kalan gerçek var­lıklar şeklinde düşünürler. Mutezile İse "araz"ın belirli sayıda olduğu ve sonsuz olamayacağı görüşündedir. Fakat bu "araz"ııı gerçek bir varlık olduğunu kabul et­meyen bazı Eş'ari Kelamcılar, "kcvıV'in ko­num ve durumuna göre "araz" türlerinin arta­bileceğini ileri sürerek İmkan alanında kalan "araz"ın sonsuz olabileceğini ifade ederler. Kısacası cismin en küçük parçalara kadar ay­rılabileceği ya da bir durumdan başka bir du­ruma geçebileceği kabul edilmekle beraber, bu değişim cismin özünde değil, sadece nite­liklerinde olmaktadır. Bu bakımdan Vaci-bü'l-Vücud'un cismi konusunu açıklamak mümkün olabilmekledir. Cismin cevher ve arazlardan oluştuğunu benimseyen Kelamcı­lar, gerçekle aıom teorisini açıklamaktadırlar. Fakat bunların atomculuğu Demokritos'un maddeci atomculuğundan ayrı olarak Allah'ın birliğini, cismin ayrı oluşunu ve ebediliğini ka­nıt için kullanan bir sistem olmuştur. Özetlemek gerekirse Kelamcılar, cismin cev­herle arazdan meydana geldiğini kabul eder­ler. Allah hakkında cisim lafzım kullanmazlar. Cismi meydana getiren cevher ve araz hadis­tir, sonradan varolmuştur. Ama Allah kadim­dir. Varlığın temelinde cevherin olduğunu ka­bul eden gruba Cevheriyye adı verilir. Cevhaiy-ye'nin bir grubu maddi cevheri, diğer grubu da ruhi cevheri inkar ederler. Arazziyye'yc gö­re ne cevher, ne madde, ne ruh vardır. Kaynak Cisim nedir, neye cisim denir? MADDEUzayda yer kaplayan, kütlesi, hacmi olan ve eylemsizliğe uyan varlıklara madde denir. Maddeler katı, sıvı ve gaz halinde bulunabilir. Maddenin şekil almış haline de cisim Ortak ÖzellikleriBütün maddelerde bulunan özelliğe ortak özellik denir. Bir maddenin yalnız kendine ait özelliğine ise, ayırt edici özellik ortak özellikleri,1. Eylemsizlik2. Hacim3. KütleBir maddenin sahip olduğu hareket ve şekil durumunu koruma meyline eylemsizlik denir. Arabadan inmek isteyen bir yolcu, araba henüz durmadan önce inerse, arabanın hareket yönünde gitmek zorunda kalır. Arabada iken hızı olan yolcu inincede bu hızını devam ettirmek isteyecektir. Bu durum bütün maddeler için geçerlidir. Duran madde durmak ister, hareket halindeki ise hareketini devam ettirmek HacimMaddelerin uzayda kapladığı yere hacim denir. İki madde birlikte aynı hacmi işgal edemez. Örneğin bir bardağa su konulduğunda bardağın içindeki hava, kabı maddelerin belli bir şekli ve hacmi vardır. Sıvı maddelerin belli bir hacimleri olmasına rağmen belirli bir şekilleri yoktur, konuldukları tabın şeklini alırlar. Gazların ise hem belirgin hacimleri hem de belirgin şekilleri yoktur. Konuldukları kapların hacmini ve şeklini Biçimli Cisimlerin HacimleriGeometrik şekilli, dikdörtgenler prizması, küp, silindir, küre ve koni şeklindeki katı cisimlerin hacimleri, boyutları ölçülerek prizmasının hacmi farklı üç kenarının çarpımına = En . boy . yükseklikV = a . b. c kenarı da eşit ve a kadar olan küpün hacmiV = a3 Olmayan Cisimlerin HacimleriDüzgün geometrik yapıda olmayan katı cisimlerin hacimleri, dereceli kaplardaki sıvılardan yararlanılarak tür cisimler tamamen sıvı dolu olan bir kaba batırıldığında, sıvıda erimemek şartıyla hacmi kadar hacimde sıvı taşırır. Eğer cisim tamamen batmıyorsa, taşan sıvının hacmi batan kısmın hamine eşit dolu olmayan dereceli kaptaki sıvıya bir cisim atılırsa, cismin hacmine eşit hacimde sıvıyı yer katı bir cisim sıvı içine atıldığında çözünüyorsa, cismin gerçek hacmini bulamayız. Çünkü, cismin katı haldeki hacmi ile sıvı haldeki hacmi eşit olmadığı gibi, katı içinde hava boşlukları olabilir ve eridiğinde hava çıkar ve hacim kapta bulunan kuru kumun üzerine su döküldüğünde, karışımın hacmi, su ve kumun ayrı ayrı hacimlerinin toplamından daha küçük olur. Bunun nedeni, kum tanecikleri arasında hava boşluğu olması ve suyun bu boşlukları doldurmasıdır. Buna göre, kumun gerçek hacmi, karışımın hacminden suyun hacmi çıkarılarak BirimleriHacim V sembolü ile gösterilir. SI birim sisteminde hacim birimi m3 tür. Pratikte maddelerin hacmini ölçmek için m3 ün alt katları olan cm3 ve dm3 kullanılır. Bir cismin hacmi bulunurken, üç boyutu çarpıldığı için, hacim birimleri de uzunluk birimlerinin küpü olarak ifade madde miktarı ile ilgili bir özelliktir. m sembolü ile ve kütle kavramları birbirine karıştırılmamalıdır. Ağırlık gezegenin maddeye uyguladığı kütle çekim kuvvetidir. Kütleleri eşit olan cisimlerin farklı gezegenlerde ağırlıkları eşit olmayabilir. Kütle eşit kollu terazi ile ölçülür, ağırlık ise dinamometre denilen yaylı kantarla Kollu TeraziKütle eşit kollu terazi ile ölçülür. Eşit kollu terazi moment prensibine göre çalışır. Eşit kollu terazinin kolları eşit uzunlukta ve kefeleri sağ koldaki kefeye doğru 1 bölme kaydırılırsa, sağ kefeyekadar gram ilave edilmiş olur. Binici 5. bölmede iken katkısı isekadar ardışık bir bölme yer değiştirmesi 1 gram karşılık geliyor denilirse,olarak verilmiş belli bir yükseklikten serbest bırakılan cisimler yer yüzeyine doğru düşerler. Bu durum cisimlere yere doğru bir kuvvet uygulandığını cisme, bulunduğu noktada etki eden kütle çekim kuvvetine o cismin ağırlığı vektörel bir büyüklük olup, dinamometre denilen yaylı kantarla ölçülür. Ağırlık kuvvetinin yönü daima dünyanın merkezine doğrudur. Kütlesi m olan bir cismin ağırlığı,G = m . geşitliği ile hesaplanır. Buradaki g, yerçekim maddenin birim hacminin kütlesine o maddenin özkütlesi m, hacim V, özkütle d ile gösterilmek birim sisteminde özkütle birimi kg/m3 dür. g/cm3 de özkütle birimidir. Aynı şartlarda özkütle, maddeler için ayırt edici grafiklere göre, katı ve sıvı maddelerin sıcaklığı sabit kalmak şartı ile kütle ile hacmi doğru orantılıdır. Kütle – hacim grafiğinde doğrunun eğimi özkütleyi maddelerin hacmine ve kütlesine bağlı değildir. Hacim arttıkça kütle de artar, veya kütle arttıkça hacim de artar ve özkütle sabit özkütleleri iki nedenden dolayı Kütle sabit kalmak şartıyla, basıncın etkisiyle hacmi değişen maddelerin özkütlesi değişebilir. Basınçla madde sıkıştırılıp hacmi azaltılırsa özkütlesi Sıcaklık ve basınç sabit iken kütle ve hacim doğru orantılı olarak değişir. Kütle sabit iken sıcaklık etkisiyle hacim değişikliği olursa, özkütle değişir. d=m/V bağıntısına göre, bir cismin sıcaklığı artarsa, hacmi de artar. Kütle sabit kalmak şartı ile hacim artarsa özkütle azalır. Sıcaklık azalırsa hacim azalır ve özkütle ile hacim doğru orantılı değil de şekildeki gibi değişiyorsa, eğim dolayısıyla da özkütle artıyor demektir. Bu da kütle ile hacim artarken aynı zamanda sıcaklık azalıyor kütle hacim grafiği şekildeki gibi değişiyorsa, kütle ve hacim artarken sıcaklık da artıyor, dolayısıyla özkütle azalıyor özkütleyi etkileyen bir faktör olduğu için ,maddenin aynı sıcaklıktaki özkütleleri karşılaştırılabilir farklı sıcaklıklarda özkütleleri eşit olan iki cismin , aynı sıcaklıktaki özkütleleri eşit olmazÖzağırlıkBir maddenin birim hacminin ağırlığına özağırlık ÖzkütlesiBirbirine türdeş olarak karışabilen aynı sıcaklıktaki sıvıların karıştırılmasıyla, karışan sıvıların özkütlelerinden farklı özkütleli bir karışım elde edilir. Karışımın özkütlesi, birbirine karışan sıvıların özkütlelerine ve karışma oranlarına ya da daha fazla sıvının karıştırılmasıyla meydana gelen karışımın özkütlesi,eşitliği ile özkütlesi, karışan sıvıların özkütleleri arasında bir değer alır. Örneğin d1 ve d2 özkütleli sıvıların karışımlarının özkütlesi dK olsun. Eğer d1>d2 ise karışımın özkütlesi d1>dK>d2 olacak şekilde arada bir değer almak zorundadır. Hangi sıvıdan hacimce fazla karışım olursa, karışımın özkütlesi o sıvının özkütlesine daha DurumlarI. Özkütleleri d1 ve d2 olan sıvılardan eşit hacimde karışım yapılmış ise, karışımın özkütlesi,Karışımda özkütlesi büyük olan madde kütlece fazla Karışımı meydana getiren maddelerden eşit kütlede karışım yapılmış ise, karışımın özkütlesi,bağıntısı ile tip karışımlarda özkütlesi büyük olan maddeden hacimce az karıştırılmış KALDIRMA KUVVETİSıvı içerisine kısmen veya tamamen batan cisimler sıvı tarafından yukarı doğru itilirler. Bu itme kuvveti, sıvıların cisimlere uyguladığı kaldırma batırılan bir tahta parçası yukarı çıkmak ister. Tahta parçasının tamamını batacak şekilde sıvı içinde tutabilmek için üstten bir kuvvet uygulamak yukarı çıkmaya zorlayan kaldırma kuvveti, cisim tarafından yeri değiştirilen sıvının ağırlığına eşittir. Yeri değişen sıvının hacmi, cismin batan kısmının hacmine eşit olduğundan, kaldırma = Vb . rsıvıbağıntısı ile hesaplanır. Burada rsıvı = d . g dir. Yani sıvının özağırlığı, sıvının özkütlesi ile çekim ivmesinin çarpımına uygulanan sıvı kaldırma kuvveti sıvının özkütlesine bağlıdır. Yukarıdaki şekillerde de görüldüğü gibi aynı cismin farklı sıvılardaki konumları farklı içindeki serbest cisimlere ağırlık kuvveti ile kaldırma kuvveti etki eder. Bu iki kuvvet düşey doğrultuda ve zıt yönlü kuvvetlerdir. Cisimlerin sıvı içinde batmaları veya yüzmeleri yani sıvıdaki durumları bu iki kuvvetin büyüklüğüne – I de saf su içine atılan yumurta dibe batar. Suya tuz ilave edilerek karıştırıldığında yumurta Şekil – II deki gibi yüzmeye başlar. Bunun nedeni suya tuz karıştırıldığında suyun özkütlesinin artması ve F = Vb . d . g bağıntısına göre, kaldırma kuvvetinin büyümesi, dolayısıyla bileşke kuvvetin yukarı doğru olması ve yumurtayı yukarı yönde hareket CisimlerSıvıya bırakılan bir cismin hacminin bir kısmı sıvı dışında kalacak şekilde dengede kalıyorsa bu cisme yüzen cisim denir. Cismin yüzebilmesi için özkütlesi sıvının özkütlesinden küçükdcisim dS cisimler sıvıya bırakıldığında bir engelle karşılaşıncaya kadar yoluna devam ederler. Bu tür cisimlere batan cisimler cisimlerin ağırlık kuvveti cisme etki eden kaldırma kuvvetinden daha büyüktür Fk FKBir cismin ağırlığı, havanın kaldırma kuvvetine eşit ise, cisim havada askıda = FKBir cismin ağırlığı havanın kaldırma kuvvetinden küçük ise, cisim yükselir. GC

katı maddelerin şekil almış haline ne denir