cash. Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Çocuk Alerjisi ve İmmünoloji Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Zafer Berber, “Hastanın alerjik olduğu besin ve ürünlerinden kaçınması reaksiyonları önlemenin tek yoludur. Çok az miktarda alımlarda bile şiddetli reaksiyon olabileceği için mutlak kaçınma şarttır. Önemli bir besin diyetten çıkarılmışsa beslenme bozukluğunun önlenmesi için diyetin düzenlenmesi gereklidir” dedi.“AİLEYE ACİL EYLEM PLANI VERİLMELİDİR”Besin alerjisi tanısı konulan çocuğun ailesinin, bakıcı ve okul personelinin belirtileri tanıması ve gerekirse acil tedavi konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini söyleyen Uzman Dr. Berber, “Aileye bir acil eylem planı verilmelidir, ciddi reaksiyonlarda adrenalin otomatik enjektörü kullanımı konusunda eğitilmelidir. Besin alerjisi olan çocuk arkadaşlarından, yabancılardan veya satış yapan yerlerden yiyecek almamalıdır” şeklinde konuştu.“ALIŞVERİŞ ESNASINDA BESİN ETİKET VE İÇERİKLERİNE DİKKAT”İşlenmiş, dondurulmuş veya paketlenmiş gıdaların gizli besin proteinleri içerebileceğini, alışveriş sırasında besin etiket ve içeriklerinin dikkatle okunması gerektiğini ifade eden Uzman Dr. Berber, “Restoranlarda yenen yemeklerde de gizli besin alerjenleri olabilir; hazırlayan kişilerden yiyecek içerikleri hakkında mutlaka bilgi alınmalıdır. Bu nedenle aileler bu konuda da titizlikle davranmalıdır” ifadelerini kullandı.“İNEK SÜTÜ ALERJİSİ OLAN BEBEK İÇİN ANNE SÜTÜ YETERLİ”İnek sütüne alerjisi olan çocukların sütün her formundan hatta diğer hayvanların sütlerinden kaçınması gerektiğinin altını çizen Uzman Dr. Berber, “Tereyağı, margarin, kaymak, hayvansal yağ, yoğurt, puding, krema, sütlü tatlılar, peynir, krem peynir, lor, peynir altı suyu, kefir, ekşi krema, kesilmiş süt gibi yiyeceklerden uzak durmalı. İnek sütü alerjisi olan bebekler için ilk 6 ayı içindeyse sadece anne sütü yeterlidir” dedi.“SÜT ALERJENİ İÇERMEYEN MAMALAR TERCİH EDİLMELİ”Bebeklerde ilk 6 aydan sonra inek sütünün yerini tutabilecek, normal büyüme ve gelişmeyi devam ettirecek ancak süt alerjeni içermeyen mamaların kullanılabileceğini belirten Uzman Dr. Berber, şunları kaydetti“Bu mamalar giderek artan koruyuculuk sırasına göre; soya mamaları 6 ayın altındaki bebeklerde önerilmez, yüksek derecede hidrolize mamalar ve esansiyel aminoasit mamalar olarak sıralanabilir. İnek sütüne alerjisi olan bebeklerin yüzde 30 ila 50 kadarının soya bazlı mamalara, yüzde 10 kadarının da hidrolize mamalara reaksiyon gösterir. Bu çocuklara esansiyel aminoasit mamaları verilmelidir. Bu özel mamaları yeterince alamayan bebeklerin diyetinde diğer protein ve kalori kaynaklarının arttırılması ve mutlaka kalsiyum ve vitamin desteği verilmesi gereklidir.” Sorry, you need to enable JavaScript to visit this website. Nestlé Health Science Sağlik Yöneti̇mi̇ Süt Alerjisi Dünyada besin alerjisi olan bebeklerin sayısı artmaktadır. Çocuklarda alerjiye en çok neden olan 8 besin alerjeni şöyledir süt, yumurta, balık, kabuklu deniz ürünleri, yemişler ceviz, fındık, badem fıstık, buğday ve soya. Son 10 yılda besin alerjisi tanısı konulan çocuk sayısı artmaktadır. İSPA genellikle 1 yaşından önce gelişir. Her 100 bebeğin 3’ünde yaşamın ilk yılında İSPA gelişecektir. İSPA 6 yaşından büyük çocuklarda çok az görülür. İSPA yaşam boyu süren bir durum değildir. Bebeklerin yarısında 1 yaşından sonra İSPA geçer. Dörtte üçünden fazlasında 3 yaşından sonra ve hemen hemen tüm bebekler 6 yaşından sonra İSPA geçer. Anne sütü alan bebekler nadir de olsa annelerinin beslenmesindeki inek sütüne tepki verebilir. Annenin beslenmesi düzenlenerek bebeğin anne sütü ile beslenmesine güvenle devam edilebilir. Bunun için genellikle annenin beslenmesindeki tüm inek sütü kaynaklı gıdalar çıkarılmalıdır. Besin alerjisi vücudun bağışıklık sisteminin kendi savunma mekanizması belli besinlere anormal reaksiyon verdiğinde meydana gelir. Bağışıklık sistemi vücudun patojenler gibi zararlı organizmalarla ve maddelerle mücadele etmesi için yardımcı olur. Besin alerjisi olan kişilerde bağışıklık sistemi yanlışlıkla bazı besinleri zararlı olarak tanımlar ve tepki verir. Bu durum yaşamı tehdit edebilecek alerji belirtilerine ve bulgularına yol açar. 120’den fazla besinin alerji yapabileceği bilinmektedir. İnek sütü proteini alerjisi İSPA aynı zamanda inek sütü alerjisi İSA olarak bilinir ve bebeklerdeki en yaygın besin alerjilerinden biridir. Genellikle 1 yaşından önce ortaya çıkar. Bazen İSPA laktoz intoleransı ile karıştırılabilir fakat ikisi birbirinden oldukça farklıdır. Laktoz intoleransı bağışıklık sistemi ile ilgili değildir. Her ikisinin de mide ve bağırsak problemleri gaz ve ishal gibi bazı ortak bulguları ve belirtileri vardır. Fakat İSPA genellikle 1 yaş altında görülürken; laktoz intoleransı 5 yaş altında çok nadir görülür. LAKTOZ İNTOLERANSI İLE İSPA’YI KARIŞTIRMAYIN Laktoz intoleransı ile inek sütü alerjisinin inek sütü proteini alerjisi arasındaki farkı bilmek önemlidir çünkü ikisinin nedeni ve tedavisi farklıdır. Ayrıca İSPA genellikle yaşamın erken döneminde gelişir. Oysa laktoz intoleransı 5 yaştan önce az görülür. İnek sütü protein alerjisi İSPA nedir? İSPA bebeğinizin bağışıklık sisteminin inek sütündeki proteinlere tepki verdiği bir besin alerjisidir. Cilt döküntü, ürtiker, kuru, kepekli veya kaşıntılı cilt , sindirim sistemi diyare , kusma , kabızlık ve reflü ve solunum sistemi gürültülü solunum, öksürük, burun akıntısı ile ilişkili belirtilere yol açar. İSPA genellikle 1 yaşından önce başlar. Laktoz intoleransı nedir? İSPA’nın aksine laktoz intoleransı bağışıklık sistemi ile ilgili değildir. İnek sütü içindeki laktoz şekerinin sindirilememesi durumudur. 5 yaşından küçük çocuklarda az görülür. Laktoz anne sütündeki en önemli karbonhidratlardan şeker biridir ve bebekler için faydalıdır. Laktoz, sağlıklı bağırsak florasına katkıda bulunur ve kalsiyum emilimine yardımcı olur. İnek sütü proteİnİ alerjİsİ ve laktoz İntoleransı farkı İNEK SÜTÜ ALERJİSİ HAKKINDA HER ŞEY Süte alerjisi olan ve süt içerdiği için dondurma yiyemeyen çocuklar artık bu lezzetten uzak durmak zorunda kalmayacak. İstanbul’un en meşhur dondurmacılarından Yaşar Usta, süt alerjisi nedeniyle dondurma yiyemeyen çocuklara taze mevsim meyvelerinden yapılan ve içerisinde süt bulunmayan sorbe dondurmalar hazırladı…Sıcak yaz günlerini serinleten dondurma, doğallığı ve lezzetiyle çocukların vazgeçemediği tatlıların başında geliyor. Çeşitli meyvelerin, doğal salep, şeker ve süt gibi malzemelerle karışımından elde edilen dondurma, çocukların bitmeyen aşkı olsa da bu durum her çocuk için bazen böyle olmayabiliyor. Çocuklarda en sık görülen gıda alerjisi olan süt alerjisi çocukların, ağırlıkla süt içeren dondurmadan uzak durmasına neden oluyor. Süte alerjisi olan çocukların bu sağlıklı lezzetle tanışmasını hedefleyen İstanbul’un meşhur dondurmacısı Yaşar Usta’nın taze mevsim meyvelerinin özüyle hazırladığı sütsüz meşhur meyveli dondurmaları sayesinde artık süt alerjisi olan çocuklar da rahat bir şekilde dondurma kullanılmadan yapılan meyveli dondurmalar55 yıllık bir tecrübeye sahip olan Dondurmacı Yaşar Usta, sütsüz meyveli dondurmalar ile dondurma lezzetini hiç tadamayan çocukları güvenle tüketebilecekleri dondurmalarla tanıştırmak istediklerini söyledi. Yaşar Usta, “İstiyoruz ki çocuklar için bitmeyen bir aşk olan dondurmanın tadına her çocuk bakabilsin. Çünkü dondurma yetişkinler kadar çocukların da vazgeçemediği bir lezzettir. Alerjisi yüzünden dondurma yemeden büyüyen çocukların bu lezzetten mahrum kalmamaları için içeriğinde süt olmayan sadece su, katkısız şeker ve mevsimlik meyvelerden oluşan sorbe dediğimiz dondurmalar yapıyoruz. Vişneliden kavuna, şeftaliden kayısıya kadar mevsimin en doğal meyveleri ile yapılan dondurmalarımızı özellikle çocuklarında süt alerjisi bulunan aileler gönül rahatlığıyla tercih edebilir.’’ alerjisine karşı uzmanlardan uyarı!Süt alerjisi hakkında bilgi veren Emsey Hospital’dan Uzm. Dr. Şemsettin Ayçiçek, bebeklerde ve çocuklarda en sık görülen gıda alerjisinin süt alerjisi olduğunu belirtti. Süt alerjisinin süt içindeki proteinlere karşı özellikle beta laktalbumine bağlı gelişen bir alerji durum olduğunu ifade eden Ayçiçek, yenidoğan döneminde sürekli ağlama, gaz sancısı benzeri huzursuzluk durumu, ilerleyen dönemlerde ise bebeğin kilo alamaması, ciltte kızarıklık ve egzama, burun tıkanıklığı gibi semptomlar ve durumların alerjinin belirtileri olabileceğini alerjisi nedeniyle dondurma gibi süt içeren tatlıları yiyemeyen çocuklara da değinen Ayçiçek, merak edilen bu konu üzerine şu açıklamayı yaptı “Hem sağlıklı hem de doğal oduğu için dondurma tüketmenin faydaları var. Süt ve meyve içerdiği için özellikle çocukların gelişiminde faydaları bulunuyor. Ancak süt alerjisi olan çocuklar, süt içeren dondurmalar yerine içersinde süt olmayan, mevsimlik meyvelerden yapılan sorbe dediğimiz dondurmaları tercih edebilirler.” Bebeklerde süt alerjisinin anlaşılması, süt tüketiminin ardından kronik olarak ortaya çıkan belirtilerin takip edilmesi ile mümkün olmaktadır. Bebeklerin süt tüketim süreçleri dikkatli bir biçimde takip edildiğinde görülen belirtiler alerji durumuna işaret etmektedir. Bebeklerde süt alerjisi, anne sütü tüketiminde gözlemlenmez. Asıl alerjik durumun inek sütünün tüketiminde ortaya çıkmaktadır. Burada oluşan reaksiyonlar, sütten ziyade inek sütü içerikleri ile alakalı olmaktadır. İnek sütü alerjisi sebebiyle bebeklerde anne sütünün kesilmesinin akabinde süt tüketimi özellikle keçi sütü ile sağlanmaktadır. Anne sütüne yakınlığı ile bilinmekte olan keçi sütü, genel olarak alerjik reaksiyonlara daha az sebep olmaktadır. Bebeklerde Süt Alerjisi Belirtileri Süt alerjisinin bebeklerde fark edilmesi, özellikle ek gıda takviyelerinin verilmesi ile olmaktadır. Anne sütü tüketiminde reaksiyon görülmesi süt dolayısıyla değil inek eti ya da inek sütü içeren besinlerin süt yoluyla bebeğe geçmesi sonucu olmaktadır. Bebeğin inek sütüne ilişkin bir reaksiyon gösterdiği şu işaretler ile anlaşılmaktadır Vücut derisinde döküntü şeklinde lekelenmelerin meydana gelmesiGaz belirtisinin daha sık ve ağrılı görülmesiKusma sonucu beyaz ve pürüzlü kusmuk oluşması İshalin gün içerisinde sıkça meydana gelmesiGaz sancıları sebebiyle kolik ağlamaların oluşması Görülen bu belirtiler aynı anda meydana geldiğinde bebek takip edilmesi, bir sonraki inek sütü tüketiminde de aynı belirtiler oluşursa alerjik durum sebebiyle bir çocuk doktoruna başvurulmalıdır. Bebeklerde Süt Alerjisi Teşhis ve Tanısı Bebeklerde süt alerjisinin tespit edilmesi, doktora başvurulmasının ardından birtakım testlerin yapılması ile sağlanmaktadır. Teşhisin konulmasının öncesinde herhangi bir risk durumu oluşmaması adına sütün tüketimine ara verilmesi gerekmektedir. Spesifik IgE, Cap, East testleri, bebeğin kanının alınması ile uygulanan kan testleridir. Kan üzerinde yapılan inceleme sonucunda bebeğin hangi maddelere reaksiyon gösterdiği kesin olarak tespit edilebilmektedir. Bebeklerde süt alerjisi, inek sütü içeriğiyle olmasına rağmen oluşan reaksiyonlar ilerleyen süreçlerde inek sütü olmasa da keçi ve koyun sütlerinde de görülebilmektedir. Süt ve süt ürünlerine oluşan hassasiyet nedeniyle görülmekte olan reaksiyonlar, inek sütü haricindeki sütlerde tedavi olanağı sunabilmektedir. Süt Alerjisinin Tedavisi Mümkün Müdür? Süt alerjisinin iyileşme durumu, inek sütünün yeniden tüketilmesini sağlamamaktadır. Bunun yerine yeni besin takviyeleri ve beslenme şekilleri geliştirilerek bebeğin ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri alması sağlanmaktadır. Anne sütünü emmekte olan bebeklerin tedavi sürecinde öncelik annenin beslenme şekillerine verilmektedir. Özellikle inek sütünden yapılan süt ürünlerinin tüketimini durdurup buna alternatif olan besinlerin tüketilmesine izin verilmektedir. İnek sütü içeriğinde bulunan kalsiyum nedeniyle önem arz etmekte olan bir besindir. Bu sebeple gıdalar aracılığıyla alınamayan kalsiyumlar için doktor tarafından önerilen takviye edici gıdalar kullanılabilmektedir. Bebeklerin anne sütünü bırakmasının ardından kullandıkları mamaların da incelenmesi gerekmektedir. İçerikleri itibariyle reaksiyon oluşturan maddeler olması sebebiyle bazı durumlarda mamanın değiştirilmesi gerekmektedir. Süt Alerjisi Oluşturmayan Alternatif Gıdalar Bebeklerde süt alerjisi oluşmaması için tüketilen gıdalar, öğünler içerisinde farklılık göstermektedir. Süt içerisinde bulunmakta olan vitamin ve mineral değerlerinin sağlanması için öğünlerde tüketilecek besinler şu şekildedir Kahvaltıda; domates, zeytin, salatalık, tam tahıllı ekmek, yumurta sarısı yemeğinde; meyve ve sebze püreleri, çorbalar, tahıllı gıdalar yemeğinde; çorbalar, inek eti olmayan beyaz ve kırmızı etler, baklagiller tüketilebilir. Bebeklerde süt alerjisi oluşturmayan bu besinlerin tüketimi halinde bebeğin alması gereken vitaminler sağlanmaktadır. Fakat buna rağmen bazı durumlarda bebekte kalsiyum eksikliği gibi eksiklikler görülebilmektedir. Süt alerjisi olan bebeklerin düzenli olarak kontrollerinin yaptırılması, vücutta oluşan eksikliklerin tespit edilmesi önem arz etmektedir. Sütte bulunan proteinlere karşı ortaya çıkan anormal tepkilere süt alerjisi adı verilir. Süt çocuklarda alerjiye yol açan besinler içinde ilk sırada yer alır. Genel manada besin alerjisi, halk hatta doktorlar tarafından çok geniş kapsamlı olarak kullanılan bir terimdir. Çoğu zaman, bir besin maddesine bağlı olarak gelişen her türlü normal dışı reaksiyon, besin alerjisi diye adlandırılır. Mesela, çikolataya bağlı olarak gelişen migren tipi baş ağrıları, laktaz enzimi eksikliği olanlarda süt içilmesiyle ortaya çıkan şişkinlik ve ishâller, herhangi bir besinin çok fazla yenmesine bağlı kusmalar ya da bozulmuş besinlerle oluşan zehirlenmelerin hiç biri besin alerjisi değildir. Gerçek besin alerjisi, vücudunda o besine karşı IgE sınıfından antikorlar oluşmuş olan kişilerde görülen reaksiyonlardır. Besin alerjisi küçük çocukların %5 kadarında görülürken, erişkinlerdeki görülme sıklığı %1’den de azdır. Süt alerjisi özellikle erken bebeklik-çocukluk çağında, daha ziyade de inek sütü ile beslenen çocuklarda görülür. Sadece anne sütü emen çocuklarda çok daha seyrek olarak rastlanır. Annenin tükettiği inek sütü veya sütten yapılan ürünler anne sütüne geçerek etkili olur. İnek sütü alerjisi, çocuk büyüdükçe ve bağışıklık sistemi geliştikçe herhangi bir tedavi de uygulanmadığı halde giderek düzelir. Öyle ki 3 yaşından sonra çocukların yüzde 90’a yakını süte olan bu aşırı hassasiyetlerini kaybederler. İnek sütü alerjisi olan çocuklarda hayatın ileri dönemlerinde astım gelişme ihtimali fazladır. İnek sütü alerjisi olan çocuklarda başka memelilerin sütüne ve başka besinlere karşı da alerjik olabilirler. Küçük çocuklarda daha çok hayvan kaynaklı, 6 yaşından büyük çocuk ve erişkinlerde ise bitki kaynaklı alerjenlere rastlanır. Bunların ailelerinde besin alerjisi, astım, saman nezlesi gibi alerjik hastalıklar sıklıkla bulunur. Alerjinin sebebi nedir? Sütte 25’ den fazla protein vardır; alerjisinin sebebi bu proteinlere karşı gösterilen anormal tepkidir. Süt proteinleri kazein ve whey peynir altı veya süt altı suyu olarak bilinir olmak üzere başlıca iki grupta değerlendirilir. Kazeinler sütteki proteinlerin yüzde 80’ ini oluşturan ve süte “süt” görünümünü veren kısımdır. Sütün whey kısmında ise sütteki proteinlerin yüzde 20’ si bulunur. Bunlar, beta-laktoglobulin, alfa-laktalbumin, laktoferrin, transferrin, lipaz, inek serum albümini’ dir. Alerjilerden bu proteinlerden hangilerinin sorumlu olduğuna dair tartışmalar varsa da alerjilerin genel olarak kazein ile laktalbumin ve laktoglobulin’ den kaynaklandığı kabul edilir. Süt alerjisinin belirtileri Süt alerjisinin belirtileri süt içildikten hemen sonra ortaya çıkar ve çok değişkendir. Hedef organ sadece deri, sindirim veya solunum sistemi olabilir fakat çoğu zaman birden fazla sistem olaya katılır. Süt alerjisinin mide-bağırsak sistemi belirtileri bulantı, kusma, kramp şeklinde karın ağrıları, ishal, karında şişkinlik ve gazdır. Deride ortaya çıkan belirtiler, ürtiker veya halk arasında kurdeşen adı verilen döküntüler ile egzamadır. Bazen yüzde ve göz kapaklarında şişme şeklinde ödemle beraber olan belirtiler de görülebilir. Süt alerjisine bağlı solunum sistemi belirtileri, deri ve sindirim sistemininkilere göre çok daha nadirdir ve astım krizi veya alerjik nezle şeklinde görülür. Belirtiler, çoğu zaman da tek başına değil, diğer sistem bulguları ile birliktedir. Bebeklerin daha az bir kısmında ise anaflaksi adı verilen daha ağır bir tablo gelişir. Bu, süt içildikten hemen sonra ortaya çıkar. Yüz, dudaklar ve dilde şişme, hırıltı, nefes darlığı, kaşıntılı döküntüler, yaygın kabarıklıklar ve şiddetli kusma olur. Acilen müdahale edilmesi gereken bir durumdur. Süt alerjisinin iki saatten sonra mesela 24 saat sonra da ortaya çıkan türleri de vardır ama bunların hemen tamamı gerçek manada alerjik tepki değildir. Bunlarda süte karşı yüksek IgE tespit edilmez ve bu tür tepkiler süt aşırı duyarlılığı veya süt hipersensitivitesi olarak adlandırılır. Süt alerjisi nasıl teşhis edilir? Tipik durumlarda süt alerjisinin teşhisi çok kolaydır. İnek sütünün kesilmesiyle belirtilerin kaybolması ve süte tekrar başlanmasıyla belirtilerin tekrar ortaya çıkması çok tipiktir. Kesin teşhis alerjik deri testi ile veya kanda süte karşı oluşan özel IgE sınıfı antikorların ölçülmesiyle konur. Süt alerjisinin tedavisi Süt alerjisinin kesin bir tedavisi yoktur ama bu ömür boyu devam eden bir hastalık da değildir. Çocukların yüzde 90’a yakınında 3 yaşından sonra bu duyarlılık kendiliğinden geçer. Belirtilerin çocuğu çok rahatsız ettiği durumlarda antihistaminik veya kortizon sınıfı ilaçlardan faydalanmak mümkündür. Tedavinin temel prensibi inek sütünün ve sütten üretilen tüm besinlerin diyetten tamamen çıkarılmasından ibarettir. Özel bir ilacı yoktur. İnek sütü anne sütü ile beslenen çocuklarda tespit edilirse anne sütünün kesilmesi icap etmez. Annenin, inek sütü ve bundan üretilen besinleri yememesi kâfidir. İnek sütü alerjisi olan bebeklerde ek besinlere mümkün olduğunca geç başlanır. İnek sütü alerjisi olanlarda keçi, koyun veya manda sütüne karşı da alerji olma ihtimali yüksektir. Mama ile beslenen bebeklerde ise inek sütünden üretilen mamaların kullanılmamalıdır. Bunlara inek sütündeki proteinlerin parçalanması ve bu suretle de alerji yapma özelliklerini kaybetmeleriyle hazırlanan hidrolize mamalar verilebilir. Diğer seçenek ise proteinlerin yapı taşları olan amino asitlerden hazırlanan mamalardır. Soya bazlı mamalar da vardır ama bebeklerde soyaya karşı alerji ihtimali de vardır; çok tercih edilecek bir mama değildir. TANIMLAMALAR Besin alerjisi Yiyeceklerin sebep olduğu, immünolojik mekanizmalarla ortaya çıkan tepkilerdir. Bu kişilerin kanında, solunum ve sindirim sitemlerinde veya derisinde duyarlı oldukları besinlere karşı IgE sınıfından antikorlar bulunur. Bu antikorların varlığı, hem deri testleriyle ve hem de kandaki seviyeleri ölçülerek gösterilebilir. Besin hipersensitivitesi Besin alerjisine çok yakın hatta onunla eş anlamda kullanılan bir tabirdir. Besin hipersensitivitesi veya başka bir deyişle besin aşırı duyarlılığı IgE’ nin rolünün olmadığı alerjik tepkileri kapsar. Besin entoleransı İmmünolojik olmayan mekanizmalarla gelişen tepkiler ise besin entoleransı veya besin tahammülsüzlüğü olarak isimlendirilir. Laktoz entoleransı gibi.

süt alerjisi olan bebek neden kilo alamaz